Enis Berberoğlu: Susurluk kararı






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

SUSURLUK davasındaki karar, kamu vicdanında oluşan yaygın kanaate uygun düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, PKK, DHKP-C, Hizbullah veya türdeşlerinden korkuyor. Ama Susurluk Devleti'ni de istemiyor.

* * *

Susurluk her cephesiyle zor bir süreçti.

Ortaya çıkması, tartışılması, hatta yeni bilgilere ulaşılması hep devlet içi hesaplaşma (belki de devlet refleksi demek daha doğru) sayesinde oldu.

Devletin resmi raporlarında bazı memurlar, Güneydoğu'daki isyanı bastırma çabaları bahanesiyle kişisel çıkar sağlamakla suçlandı.

Dolayısıyla yaygın ama yanlış kanının aksine Susurluk'taki araştırmacı kamyon, devletin güvenlik-istihbarat birimleri arasındaki iç savaşı tetiklemedi, sadece bu kavganın kamuoyuna mal olmasını sağladı.

* * *

Susurluk aslında Türkiye'yi gafil avladı...

İktidardaki Refahyol hükümeti tam anlamıyla saçmaladı.

Başbakan koca Susurluk çarkını kendisini devirme komplosu saydı, ortağı ve yardımcısı kurşun atan kahraman edebiyatı paraladı.

Demokrasinin dört sütunundan yürütme erki Susurluk'un karmaşık ilişkilerini anlamakta ve harekete geçmekte aciz kaldı.

TBMM'de Susurluk Komisyonu kuruldu, meseleye yasama organı el attı diye erken sevindik. Çünkü komisyon istediği belgelere ulaşamadı, dilediği isimleri dinleyemedi. Sonuçta siyasi faturayı çıkaramadı.

Son umut yargı aşamasıydı. Susurluk zihniyeti, demokrasinin üçüncü sütununu şükür ki deviremedi.

* * *

Dördüncü kuvvet medyanın Susurluk merakının çabuk sönmesi bu sürece fazla yardımcı olmadı. İlk günlerde ‘‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’’ diye manşet atıp, efektli reklamlar yayınlayan necip medyamız kısa zamanda soluksuz kaldı. Birkaç ay sonra hálá Susurluk'la ilgilenenlere saplantılı-meczup muamelesi yapıldı.

* * *

Yargının kararını haklı veya fazla ağır bulanlar çıkabilir.

Çünkü kabul edelim ki, Susurluk'un siyasi tartışması Güneydoğu'daki askeri yönetimin varlığından ötürü hálá tabu sayıldığından sağlıklı yürütülemiyor. Oysa aslında suçlanan şahıslar değil, bir devlet düzenidir.

Cumhuriyetin daha ilk yıllarından itibaren reddi miras ettiği çete düzenine, ekonomideki kayıtdışı havuza, uyuşturucu ticaretine göz yuman ceberrut devlet üslubudur. Soyut veya zor geldiyse şöyle anlatalım:

Mahkûm edilen, fırıncının oğlu polis Gaffar'ın zamanında yolunu kesen, şimdi de anısına gölge düşüren zihniyettir.

* * *

Ceza alanlar arasında Kıbrıs çıkarmasında Ada'ya ilk ayak basan paraşütçülerin komutanının bile bulunması, çok ama çok acıdır.

Ama Avrupa projesi, IMF destekli ekonomi programı gibi hedeflerle Susurluk Devleti bir arada yürümez. Artık herkes bu gerçeği anlamalı, kabullenmeli, içine sindirmeli.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Bu olaya sadece Türkeş'in mirasçıları arasında yaşanan bir özel hukuk sorunu olarak bakılamaz. Konu MHP açısından ağır sorumluluk getirici ve Siyasi Partiler Yasası'nın Cumhuriyet Başsavcılığı'na resen inceleme yapma görevi yükleyen yasaklarının ihlali niteliğindedir. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, basında yer alan ve mahkeme dosyalarına da yansımış iddiaları ihbar kabul ederek MHP hakkında soruşturma başlatması gerekmektedir.’’

(Ertuğrul Günay/Eski CHP genel sekreteri)

Yazarın Tüm Yazıları