Paylaş
Susurluk tahliye bayramı sırasında hükümet de boş durmadı. Susurluk sanıkları ve mağdurlarına ulufe niyetine kara para dağıttı.
Partisi muhalefetteyken ‘‘Kara Para Yasasının Mimarı’’ olarak tanıdığımız DSP'li Zekeriya Temizel, Maliye Bakanı koltuğunda 5 milyar liranın üstündeki banka hesaplarını izleme uygulamasının 3 ay ertelenmesini savundu.
Bakarsınız, yılbaşında bir üç ay daha ertelenir, sonra yeniden üç ay...
Kara paraya izleme mi?.. Bir daha tövbe, tövbe...
***
Zekeriya Temizel çok deneyimli maliye müfettişidir. İstanbul Defterdarlığı, Gelirler Genel Müdürlüğü yapmıştır. İstanbul sermayesinin, Anadolulu küçük esnafın ne kadar vergi ödediğini yakından bilir.
Ama uzman kimliği bile Zekeriya Temizel'i yaygın politikacı hastalığı sayılan ‘‘kara para fobisinden’’ kurtaramadı. Bu hastalığa tutulan politikacılar halk önünde başka, Bakanlar Kurulu'nda farklı konuşur.
Meydanlarda vatandaşa, ‘‘Kara paranın belini kıracağım’’ diye afi keser. Hükümetten yetki isteyen bürokratı, ‘‘Aman şimdi dursun, bulaşmayalım. Üstüne gidersek milyarlarca dolar yurtdışına kaçar’’ diye engeller.
Emirleri olur...
Kara para kaçmasın, besleyelim.
Kaçmasın, Hazine ihalesine girsin, yüzde 108 faiz kazansın. Günlük repoda milyarlar götürsün. Olmazsa lotoda şansını denesin garibim.
Zaten maşallah Borsa kayıt dışı, döviz kayıt dışı, bankadaki paraya kaynak sormak yasak. Sonra kalkıp, ‘‘Vergi reformu yapacağız’’ demiyorlar mı, çok gülüyorum.
***
Evet, Susurluk lobisi toplumsal cepheyi yardı, mevzisini güçlendiriyor.
Dün Sabah Gazetesi'nde Susurluk kurbanı, Kumarhane Kralı Ömer Lüftü Topal'ın borç listesi yayınlandı. Gözünüzden kaçmış olabilir; Topal'ın borçları 14 milyon dolar, 1.1 milyon Alman Markı, 37 milyar TL tutarında.
Varın iş hacmini siz hesaplayın.
Avukatı Ekrem Marakoğlu'nun tahminine göre, Topal casinolarından günde 3 milyon dolar kazanıyordu. Yılda 1 milyar dolar eder.
Ama bakın vergi listelerine, Topal'ın ismine rastlayamazsınız.
Topal'ın vergisine Susurluk'taki gibi çeteler taliptir.
Kara para yasası hiç değilse casino gibi yasaların sınırında yürütülen işlerdeki kazançların denetimine yarayacaktı.
Kısmet değilmiş...
***
Kara para ile mücadelenin yolu bellidir ve tektir:
Ekonomik sistem belge ve kayıt altına alınmalıdır.
Bu köşede defalarca anlatmaya uğraştık.
Kayıt altına almak, vergiye bağlamak anlamına gelmeyebilir. Çünkü, verginin Hazine'ye gelir sağlamaktan başta işlevleri de vardır. Gelir dağılımını düzeltmek, kaynak kullanımını teşvik etmek veya caydırmak gibi...
O yüzden hükümet, ekonomiyi kayıt altına alır, ama istediği sektörün vergisini asgariye indirebilir. Öncelikli amaç, paranın izini sürebilmek için gerekli belge düzenini yaratmaktır.
Oysa ne yazık ki, Türkiye kayıt dışı ekonomisiyle gurur duyuyor.
Sadece çetelere değil, kara paraya da dokunamıyor.
Sonra da ‘‘Susurluk nasıl kader oluyor?’’ diye şaşıp kalıyor.
Hakikaten hayrettir...
Aziz Nesin'i rahmetle anıyorum.
Paylaş