Spekülatif soru hakkı: Belge ciddiye alındı mı?

ANKARA ERGENEKON savcıları neyi soruşturuyor, hatırlayalım.Deniliyor ki: "Silahlı Kuvvetler içinde bir çete var."

Bu çete ve sivil bağlantıları hükümeti devirmek istiyor.

Bu amaçla darbe ortamı yaratmaya çalışıyor.

Danıştay’ı basıyor, Cumhuriyet’i bombalıyor, terör estiriyor.

İddia bu... Peki, son günlerde kıyameti kopartan belgede ne yazıyor?

Savcının peşinden koştuğu çetenin eylem planına benziyor.

Demek ki o yüzden ciddiye alınıyor.

* * *

Hükümet belgeyi önemsiyor ki, AKP suç duyurusunda bulunuyor.

Ana muhalefet lideri, "Araştırılsın, doğruysa kamuoyundan özür dilensin" çağrısını yapıyor.

Askeri savcılık şüphelileri sorguluyor, imzanın kriminal incelemesi başlatılıyor.

Özetle malum belgenin Taraf Gazetesi’nin manşetine taşındığı günden bu yana ortalık toz duman.

Kamuoyu merakı nedense "Belge sahte mi, gerçek mi?" sorusuna kilitli.

Nedense diyoruz, çünkü asıl soru ıskalanıyor gibi.

Söyledik, malum belge 4 Haziran günü ele geçiyor.

Taraf Gazetesi bu belgeyi dosyadan alıp 12 Haziran’da basıyor.

Arada geçen bir haftayı aşkın sürede savcılık ve emniyet ne yapıyor?

Asıl sorulması gereken bu değil mi?

* * *

Unutmayın ki, bu ülkenin demokrasi tarihinde Hrant Dink lekesi mevcut.

Açıkça "öldürecekler" ihbarına rağmen kimse kılını kıpırdatmadı.

Hrant Dink gündüz gözü İstanbul’un ortasında katledildi.

Gelelim AKP ve Fethullah Gülen Hoca’yı hedef alan belgeye...

Muhafazakár medyaya göre malum belgenin izleri ayan beyan ortada.

AKP’deki mayın çatlağı bile eylem planına yoruluyor.

Ama nedense savcı ve polisin belgeye dair ne işlem yaptığı sorulmuyor.

Malum belge gerçek de olsa, sahte de... Bomba gibi suç ihbarıdır. Bu nedenle sormak gerekiyor:

Emniyet Genel Müdürlüğü ek önlem açısından uyarıldı mı?

İçişleri Bakanlığı yani siyasi otorite haberdar edildi mi?

MİT ve diğer istihbarat birimleri ek bilgi için seferber oldu mu?

İktidar partisinin genel başkanı yani Başbakan bilgi sahibi miydi?

Dün Ankara’da birkaç hükümet üyesine danıştım...

Ve yukarıdaki sorulardan hiçbirisine olumlu yanıt alamadım.

Gözüken o ki, Taraf Gazetesi manşet yapmasa...

Sanki malum belge üçüncü iddianameyi bekleyecek gibiydi.

Arada canımız sadece Allah’a emanet edilecekti.

* * *

Hazır sormaya başlamışken, başka bir mesele daha var...

Ergenekon Savcıları askeri belgeler konusunda bugüne kadar doğru bir yol izledi.

Askeri belge ele geçirildiğinde hemen Genelkurmay’a yolladı ve gerçekliğini test etti.

Bu kez ya vakit yetmedi veya bilmediğimiz nedenler vardı... Belge askere yollanmadı.

Yani Askeri Savcılık da belgeyi, siyasi otorite gibi gazeteden okudu.

* * *

Buraya kadar verileri yorumladık, sorguladık.

Son bir spekülatif soruya izin varsa... Soruyorum:

Belgeyi Savcılık ve polis hakikaten ciddiye aldı mı? Veya taraflardan birisi, diğeri yeterince ciddiye almıyor izlenimiyle harekete geçip belgeyi kamuoyu ile paylaşmayı mı yeğledi?
Yazarın Tüm Yazıları