Sözleşmeli jandarma astsubay kadın solist

ANKARA
GAZİ Orduevi’nde protokole bitişik kameriyeden jandarma bandosunun genç kadın solistinin sesi geliyor, "I will always love you"... Ardından hareketli bir Türkçe parçaya geçiliyor.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner beğeni cümlelerini duyunca, genç solisti kısa künye ile tarif zorunda kalıyor: "Sözleşmeli jandarma astsubaydır."

Jandarma Genel Komutanlığı Işık Koşaner’in döneminde tamamı konservatuar mezunu beş müzisyeni kadrosuna kazandı. Sahnedeki genç kadın solist de bu sayede jandarma bandosuna girdi.

Daha iki gün önce Kara Kuvvetleri devir teslim töreninde dinlediğimiz bu genç kızın askeri personel olduğu aklımızın ucundan geçmemişti.

* * *

Genelkurmay Başkanlığı devir teslim töreninin iki mağduru Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dı. Biri protokoldeki yerine haklı olarak itiraz etti, diğeri bir dakika rötarla geldiği kapıdan geri döndü. Dahası ikisi de dünkü Hipodrom törenlerine katılmadı. İkisini birden bulunca önce Baykal’a sordum:

- Neden katılmadınız, bir tepki mi söz konusu?

- Hayır tepki değil, benim katılmamam artık geleneksel hale geldi.

- Milliyet’ten Fikret Bila’ya askerin konuşmasının artık yaptırımı olmadığını söylediniz...

- Evet çünkü caydırıcı olmuyor, aksine hüsran yaratıyor. Zaten devletin diğer kurumları farklı konumda, bu yüzden asker konuşunca devlette çatlak varmış görüntüsü veriliyor.

Baykal’ı yorumsuz ve sessizce dinleyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, protokoldeki kurumsal yerine ilişkin kavgasını sürdüreceğe benziyor:

- Genelkurmay’da yanlış protokol uygulandığını söylüyorsunuz...

- Evet ama meselem kişisel değil kurumsaldır. Zaten Genelkurmay Genel Sekreterliği de yanlışlıktan ötürü özür diledi.

- Peki ama hipodromdaki törenlerde geçen yıl da aynı yerde oturdunuz, öyle değil mi, sorun ne?

- Geçen yıl Anayasa Mahkemesi Başkan vekili olarak katıldım, ilk kez bu yıl başkan olarak gidecektim, ama baktım ki protokolde arka sıra ayrılmış, katılmadım.

- Nasıl olmalıydı?

- Önde cumhurbaşkanı, hemen arkasında yasama, yürütme ve yargı ip gibi dizilmeli.

- Siz nerede oturmalıydınız?

- Hemen Başbakan’ın yanında, ben protokolde üç numarayım...

- Tepkinizi nasıl ileteceksiniz?

- Pazartesi günü yazıyla bildireceğim.

Haşim Kılıç, vekili Osman Paksüt’ü eşi Ferda Hanım’ın ifade vermesi nedeniyle aradığını ve "geçmiş olsun" dileklerini ilettiğini söylüyor. Hemen ardından, "Tabi ki yargının işidir. Ben insani olarak aradım" demeyi ihmal etmiyor.

* * *

Gecenin en akıl karıştıran mesajı Ermenistan’a dönüktü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erivan ziyaretini konu alan sorular üzerine, "Hayırlı olsun, Ali Babacan da gidecek" diye anlaşılan bir ifade kullanınca medya heyecanlandı.

Gül ve Babacan’ın Ermenistan gezisinin kesinleştiği yönünde bir izlenim doğdu.

Ancak sanırım Başbakan’ın kastı bu değildi. Nitekim birkaç dakika sonra bizzat Gül, Ermenistan gezisi hakkında henüz karar vermediğini açıkladı.

Peki Abdullah Gül ne bekliyor?

Anladığım kadarıyla ilk değerlendirme toplantısından sonra Ermenistan’a bazı mesajlar yollandı, gezinin iki ülke kamuoyunda algılanması hakkında zemin yoklanıyor. Ayrıca MİT’ten kapsamlı bir değerlendirme bekleniyor. Karar önümüzdeki gün ve hatta belki de saatlerde bile verilebilir.

* * *

Bu yıl resepsiyonda protokol ve medya saygı mesafesi içinde kaynaştı.

Bu yüzden sık sık aynı kişilerle el sıkışıldı. Geceyi noktalarken Hikmet Çetin bu protokol tekrarını Kasım Gülek’ten anekdotla süsledi: "Gülek toplantılarda aynı kişiyle her karşılaştığında elini sıkarmış. Sonunda birisi itiraz etmiş, ’Daha evvel sıktınız ya...’ Gülek yanındakileri göstermiş, ’Sen ben biliyoruz da, bunlar biliyor mu?"
Yazarın Tüm Yazıları