Enis Berberoğlu: Siyaset suskunsa memurun suçu ne?

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

12 Eylül'ün 20 yıllık ekonomik mirası hakkında kalem oynatmak niyetiyle yazıya başlarken CNN Türk yayını keserek Başbakanlığa bağlandı...

Başbakan Bülent Ecevit, aniden güncel ekonomik ve politik gelişmeleri değerlendirmek ihtiyacına binaen kameralar önündeydi.

Başbakan'ın ihtiyacı çabuk giderildi, kamera önünde iki paragraflık bir açıklama ile IMF Türkiye Masası Şefi ‘‘Bizim Carlo'ya’’ (Cottarelli) haddi bildirildi. Dahası bürokrasideki Carlo yanlılarına ‘‘gelinime söyledim ama siz de anlayın’’ uyarısı yollandı.

(Hatta düşündük de, kimbilir belki devletten tasfiye edilecek mürteci ve bölücü memurlara, IMF ile işbirliğine girerek vatana ihanete tam teşebbüs eden birkaç müsteşar ve guvernör ismi de eklenebilir...)

* * *

Sayın Başbakan'ın 12 Eylül'den bu yana 20 yılda geçirdiği değişim hayli ilginç. CHP Lideri Bülent Ecevit, 1980 öncesinde IMF politikalarına tamamen karşıydı. Hatta yaklaşan askeri darbeyi, bu tür ekonomik programların uygulandığı Latin Amerika ülkelerini model alma niyetine bağlayıp, işçileri tribünden sahaya inmeye davet ettiği bile hatırdaydı.

Dolayısıyla 20 yıl önce IMF'ye çekilen rest siyaseten tutarlıydı.

Ne var ki, bugünkü DSP Lideri, koalisyon hükümeti Başbakanı Bülent Ecevit'e gelirsek... Bir yandan IMF politikaları izleyip, diğer yandan orta boy bir uluslararası memuru muhatap almak inanın yakışmadı...

* * *

Memleketin İtalyan asıllı IMF memurlarının işgali altında olduğu paranoyasını bir yana bırakırsak kritik soru ortadadır...

Bu abes kriz neden patladı? Bize sorarsanız, aslında çok tanıdık bir sebepten, siyasi önderlik aczinden çıktı...

Hükümet yılbaşından bu yana ekonomik program için gerekli kararları sektirmeden aldı. Ama hiçbir bakanı elini taşın altına koyup programı siyaseten sahiplenmedi. İç ve dış mali piyasaları ikna görevi ekonomi bürokratlarına düştü. Hazine Müsteşarı ve Merkez Bankası Başkanı yılın ilk ayını programın iç ve dış tanıtım-propagandasına ayırdı...

Ta ki birileri kıskanıp onları da susturana kadar... Anlaşılan sıra sınır ötesi operasyona geldi, Cottarelli de konuşmasın isteniyor.

* * *

Programın siyasi önderliği olsaydı, ‘‘piyasalara yön verenlerin kimliği dışında ne değişirdi?’’ diye sorarsanız, hemen birkaç örnek sıralayalım...

Malum, Başbakan Bülent Ecevit ádet edindi, enflasyon rakamları açıklanınca kamera önüne geçiyor, özel sektörü fırsatçılıkla suçluyor.

Haydi yıllık bazda kamu ve özel kesim zamlarını kıyaslamayı bir yana bırakalım... Özel sektörle enflasyon hedefi kadar zam yönünde bir anlaşma yapıldığını hatırlayan var mı aranızda?

Ya da işçi ücretleri... Sanki Cottarelli'ye Antalya'da aniden vahiy indi, o yüzden konuştu izlenimi veriliyor.

Oysa ‘‘Toplu sözleşmelerde geçmiş yerine hedef enflasyon kadar zam verilmesi için hükümetin elinden geleni yapacağı’’ niyet mektubunda yazılı değil mi? Ekonomik Sosyal Konsey'de bu yönde bir ilerleme sağlanamadıysa suçlusu program açısından hayati önem taşıyan bu önlemi hatırlatan gariban IMF memuru mu?

* * *

IMF'ye haksız yere posta koymaya kalkmak yanlıştır, üstelik ters de tepebilir. Tıpkı Kuşadası'na sokulmayan gay'leri çaresiz kalınca İstanbul'da kırmızı halıyla karşılamak misali, ölçü bir kere kaçmaya görsün, gerisini hesaplamak zordur...

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Meclis işini yapmayınca asker işe karışıyor. Herkes işini yapsa müdahaleye gerek kalmaz. O zaman müdahale ederlerse suçlu olurlar. Tabii bir de şu soru var: Asker gereksiz müdahale ettiyse kim yargılayacak? Ancak silahlı kuvvetler yargılayabilir. Bu da tabii ki büyük çelişki.’’ (C.T)

‘‘Devlet, demokrasi, millet, ülke, inanç düşmanlarını normal hayatı bozmadan bertaraf etmek devlet ve görevlilerinin var olma sebebidir. Bunun dışındaki uygulamalar aczdir, milleti rahatsız etmektir, ellerindeki olanakları kulanmama tembelliğidir.’’ (N.Z)

Yazarın Tüm Yazıları