Paylaş
SİYASİ çizgisine uygun bulduğu ‘‘liberal’’ sıfatını genellikle otoyol soygunu, hayali ihracatçıyı koruma ve kollama görevi, banka hokus pokuslarına yardım ve yataklık sanan merkez sağın şöhretler korosu Anavatan Partisi, galiba son 17 yılda ikinci kez bizi şaşırtacak.
1990'ların başında TCK'nın vazgeçilmez ruhu kabul edilen 141-142 ve 163'üncü maddelerini kaldırıp, Kürtçe'yi serbest bırakarak en azından bu satırların sahibine parmak ısırtan ANAP'ın anlaşılan yine demokratlığı tuttu. Üstelik bu defaki projesi Türkiye ile uygar dünya arasındaki en kalın duvarı yıkmak: İdam cezasını kaldırmak.
* * *
ANAP Grup Başkanvekili Beyhan Aslan'ın Anadolu Ajansı'na verdiği bilgiye göre idam cezasının kaldırılması amacıyla hazırlanan yasa teklifinde ‘‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’’ öngörülüyor.
İdam yerine ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılan hükümlünün dış dünya ile ilişkisi tamamen koparılacak, cezaevi şartları ağırlaştırılacak.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılanlar kesinlikle aftan yararlanamayacak.
* * *
ANAP'lı Aslan, bu teklifin gerekçesini ‘‘Avrupa Birliği'ne uyum sağlamak’’ diye izah etmeyi uygun görüyor.
Aslında bu kadarına da şükür, ama gönlümüzden geçen, birilerinin çıkıp ‘‘Türkiye'nin artık kan dökmeye ihtiyacı kalmadı’’ diyebilmesi.
Bakın bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanı teker teker idam cezasına karşı olduklarını açıkladı. Hem de bu sözlerinin ‘‘İmralı'daki Abdullah Öcalan'ın asılmayacağı’’ anlamına yorumlanacağını bilerek konuştular, siyasi risk aldılar.
İdam cezasını siyaseten kullanmaya kalkanlardan korkmayın, iyi tanıyın. Son günlerde işi neredeyse Sıvas katliamını savunacak noktaya getirdiler.
Sıvas katillerini sevenlerin idam cezasını savunmaları doğal değil mi?.. İlkelliğin sonu var mı?
Paylaş