Paylaş
MUHTEMELDİR ki, sıcakların son 89 yılın rekorunu kırması yüzündendir. Yıllardır bastırmaya çalıştığım siyasi analiz hevesi artık kabına sığmaz oldu... Yeni bir sıcak rekoruyla daha da tehlikeli hale gelmeden kıymetli siyasi düşüncelerimi sizlerle paylaşmak zorundayım. Bunu da ‘‘taşınma nedeniyle tenzilat’’ kabilinden ‘‘sıcak başına vurdu, siyaset yazdı’’ mazeretiyle hoşgörün gitsin...
Türkiye iç ve dış dinamiklerin aynı istikameti işaret ettiği nadir tarihi süreçlerinden birisini yaşıyor. Önümüzdeki üç dosya Türkiye'nin belki de kendisine rağmen uygarlık ligine sıçrama tahtasıdır:
1) İdam cezasının kaldırılması, 2) Düşünce ve ifade özgürlüğünü sınırlayan yasaların değişmesi, 3) Affın çıkması.
Bu dosyalardan özellikle ilk ikisi, ülkemizdeki siyasi ve sosyal değişimin önündeki en önemli iki engeldir. Yasakçı zihniyetin tasfiyesi için bırakın tek partiyi, koalisyon hükümetinin Meclis çoğunluğunun bile yeterli olmayacağı şimdiden bellidir.
Gelecek birkaç ay içinde -DSP'nin oyun kurucu olarak görev yapacağı- çok eksenli ittifakların sıradan vatandaşın kafasını karıştıracağı ortadadır.
İdam ve ifade özgürlüğünde gerek Avrupa, gerekse ABD'den gelen talepler sır değildir. Ama yasakların tasfiyesi için gerekli adımların atılması niyeti sadece dış dinamiklerle izah edilemez. Çünkü Türk siyasileri yıllardır alıştıkları, hatta bağışıklık kazandıkları bu tür baskıları aşmayı gayet iyi becerir. Demek ki değişmeyen dış dinamikler yerine siyasetin bünyesindeki ciddi sancıya dikkat etmek zorunludur.
Her ne kadar kimi ilkeller bu tür formüle edilmesini beğenmese de, 76 yaşında ve bu ülkede başbakanlık yapmış bir zatın sadece fikrini ifade ettiği için hapse girecek olması kolay hazmedilecek lokma değildir.
Ama her işte hayır var misali, Necmettin Erbakan'ın cezası ucuz siyasi hesaplarla tıkanan pazarlıkları yeniden canlandırmışa benzer...
Daha düne kadar ‘‘Hükümet Apo'yu bile asamadı’’ türü erkeklik gösterileriyle avunan Fazilet Partisi'nin önünde tek seçenek var: Fikir ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan TCK'nın 312'nci maddesinin değiştirilmesi ve tercihen Necmettin Erbakan'a af çıkarılması karşısında idam cezasının kaldırılması için DSP ve ANAP'la birlikte oy kullanmak.
MHP'nin siyasi tavizi de bellidir...
İdamın kaldırılmasına destek vermese bile ses çıkarmayacaktır. Buna karşılık beklentisi, af yasa tasarısında Haluk Kırcı'nın özgür kalmasını engelleyen kısıtlamalardan vazgeçilmesidir. Belki de aynı pazarlıkta Mehmet Ali Ağca için de bazı tavizler kopartabilir.
Siyasi arzım bu kadardır... Görecek daha güzel günler olacağı umuduyla.
Paylaş