Paylaş
BEYAZ Enerji yazılarına en uygun parantez Selim Edes'in Türkiye'ye dönüşüyle açılabilirdi... Çünkü Edes'in öyküsü bugün şahmeran gibi baş veren yolsuzlukların ana rahmine bakan penceredir.
Selim Edes'le 1993 yılında tanıştık. ANAP'ın yarattığı en parlak işadamı imajını yitireli hayli olmuştu. Edes'in ismi tanışmamızdan kısa süre sonra Engin Civan'ın vurulması hadisesi nedeniyle yeniden gündeme geldi.
Selim Edes, yargı huzurunda iki suçlamayla yüzleşti:
1) Engin Civan'a 3.5 milyon dolar rüşvet vermek.
2) Engin Civan'ın vurulmasında azmettirici rol oynamak.
Hüküm giydi, hapis yattı, para cezası aldı.
1998 Ağustos ayında bu köşede çıkan bir yazıya alındı, ABD'den telefonla aradı... Öyküsünü bir de kendi ağzından dinledik, kaleme aldık.
Yeri geldi, hatırlamakta yarar var.
* * *
Selim Edes, 15 Ağustos 1998 tarihli telefon konuşmamızda söze bugün Anaşehir olarak anılan projenin detaylarını aktararak girdi.
Emlak Bankası'nın bu arazide kendisine ait olan payı Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi'ne sattığını hatırlattı. Böylece Emlak Bankası'ndan 120 milyon dolar (veya o tarihteki kurla 270 milyar lira) alacaklı hale geldiğini belirtti. Ama dönemin Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan bu ödemeyi yapmaktan kaçındığı için işlerinin bozulduğunu ileri sürdü.
Öyle ki bankaya dönük eski borçlarına yürütülen gecikme faizi nedeniyle bir süre sonra alacağı sıfırlandı, hatta borçlu hale geldi.
Selim Edes, işte bu süreç içinde Özal Ailesi'ne başvurduğunu, ‘‘Efendim, Engin Civan'ı siz getirdiniz. Beni perişan etti. Ne yapmalıyım?’’ diye akıl sorduğunu aktardı. Selim Edes'e göre, aileden gelen yanıt kısa ve netti: ‘‘Rüşvet öde, işini hallet...’’
Selim Edes, iddiasına göre, ‘‘hakkı olan parayı alabilmek’’ amacıyla Engin Civan'a 3.5 milyon dolar ödemek zorunda kaldı. Ne var ki Selim Edes'in sözünü ettiği bu ödeme, bankayla ilişkisini düzeltmedi.
Aksine, 1991 yılında değişen iktidarın yeni genel müdürü, Edes'in birikmiş borçları için harekete geçti. Selim Edes'e haciz yağmaya başladı.
Edes, Emlak Bankası'ndan umudunu kesince Engin Civan'ı buldu, ödediği rüşveti geri istedi. Engin Civan, ‘‘Artık genel müdür bile değilim, o kadar para nerede...’’ diyerek parayı ödemeye yanaşmadı. Selim Edes, bu çaresiz döneminde yine dertlerini paylaştığı Özal Ailesi'den bir gün müjde aldı: ‘‘Hiç korkma, meseleyi Alaattin Çakıcı'ya havale ettik.’’
Selim Edes'in sadece kendi ifadesine dayanan, doğrulanması, belgelenmesi belki de hiç mümkün olamayacak iddiaları böyle...
Olayın gerisi de zaten herkesin malumu.
* * *
Aç parantez, kapa parantez...
Selim Edes'e yol gösteren siyasi çetenin mirası Beyaz Enerji dosyası ile yeniden karşımızda... Yarıda kalan temizliğe devam şart.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Siz bir şirket sahibi olsaydınız ve Cumhur Ersümer de şirketin genel müdürü olsaydı ve şirketinizde bu tür yolsuzluklar çıksaydı Cumhur Ersümer'e yol verir miydiniz? Bence verirdiniz. Ben de verirdim. Mesut Yılmaz ya da Turgut Yılmaz verir miydi? Vermezse yanlış. Peki biz niye taşıyoruz? Cumhur Ersümer'i banka komisyonculuğundan suçüstü yakalananlardan başka koruyan yoksa zaten gerisi boş...
Bir de medyanın bir hatasından bahsedeceğim: Ülke temizlenmek isteniyor, bu işlem esnasında insanları alıp sorgulamaktan başka çare yok. Ancak medya her sorguya götürüleni suçu işlemiş gibi göstermektedir. Bu duruma tepki duyulmaya başlandı. Bu da iyi niyetle çalışan emniyet teşkilatı ve İçişleri Bakanlığı'nda baskı yaratacaktır. Lütfen sorguya götürülenleri hiç değilse bir süre suçlu gibi yayınlamayın. Temizlik operasyonlarına en büyük darbe bu sorgulara gelen tepki nedeniyle emniyetin ve bakanlığın geri adım atması olacaktır.’’ (Bülent Uğurses)
Paylaş