Rütbe, intiharı önlüyor

ANKARAPOLİSTE intihar tartışmasına katılmak için özellikle biraz bekledim.

Özel Harekát Daire Başkanı Behçet Oktay’ın anısına saygısızlık etmek istemedim. Ama ne yalan söyleyeyim, asıl dikkati çekmek istediğim husus, başkanın intiharıdır.

Çünkü Oktay’ın canına kıyması, yaklaşık 20 yıldır izlediğim trende ters düşen tek vakadır.

2000’lerin başında yine bu köşede polis intiharlarına dönük istatistikleri derlemeye çalıştım.

1985-1997 yılları arasında intihar eden polis sayısı 184’tü, yani neredeyse şehitlerin yarısı kadar.

İntiharların dökümüne bakıldığında... Polis memurları 112 intiharla başı çekiyordu.

Polis memur adayları 45 intiharla ikinci sıradaydı. Müntehir komiser yardımcısı sayısı sadece 6’ydı.

Sanmam ki bugün de bu dağılım değişmiş olsun. Poliste rütbe arttıkça intihar sayısı azalıyor.

İşte bu açıdan Behçet Oktay’ın intiharı, az sayıdaki istisnadan biridir.

Polis intiharlarının üzerine nedense pek gidilmez, derin araştırma yapılmaz.

"Ailevi sorunlar" veya "geçim sıkıntısı" gibi genel terimlerle geçiştirilir.

Umarım Behçet Oktay’ın intiharı, ciddi araştırmaları tetikler.

Polisin silahının kendisine dönmesi önlenir.

Özerkliğe karşı başkan

SADECE IMF değil... Hükümetin vergi terörünü bire bir yaşayan iş dünyası da aynı görüşte.

Deniliyor ki, "Gelir İdaresi siyasi otoriteden bağımsız hale gelmeli, işini özerk yapmalı."

Bu hükmü doğrulayan örnek çok... Krize dayanan bankalar ve özerk BDDK en çarpıcısı.

Özerk gelir idaresine tanıdık tek muhalif Başbakan... "Asla olmaz" diyor.

Bir de Gelir İdaresi Başkanı da özerkliğe karşı çıktı. Mehmet Akif Ulusoy, Kanal 24’ün yayınına katıldı, ertesi gün Star Gazetesi’ne haber oldu. Özerklik konusundaki soruya bakın ne yanıt verdi: "Siyasi otoriteden bağımsız düşünmek mümkün değil. Gelir İdaresi’nin özerkliğini doğru bulmuyorum." (Star Gazetesi, 28 Şubat 2009)

Bir yanda medyayı susturmak üzere kesilen milyarlık ceza...

Diğer yanda bu cezayı kesenlerin siyasi otoriteye sarsılmaz sadakati.

Neden-nasıl ve sonuç arasındaki ilişki artık minare gibi çuvala sığmaz oldu.

Amasya

RAHMETLİ İsmet İnönü’nün her seçim gecesi önce Amasya sonuçlarını istediği söylenir. Gerçekten de Amasya seçmeni -tıpkı 2007’de olduğu gibi- Türkiye genelini yansıtır. Ama bu kez Amasya seçimi AKP, CHP ve MHP arasında başa baş geçiyor. Amasyalı dostlar/okurlar dün bu köşede yayımlanan AKP kaynaklı ve bu partinin yüzde 47 oy alacağı yönündeki anketlere itiraz ediyor. Bakalım anketler mi Amasya’yı... Yoksa Amasya mı anketleri haklı çıkartacak?
Yazarın Tüm Yazıları