Paylaş
İran'daki seçim depreminin en şiddetli artçı şokunun Meclis'te hissedilmesi normal. Çünkü geçen Meclis'te çoğunlukta bulunan muhafazakár isimlerin neredeyse tamamı bu kez sandıktan çıkamadı.
Tahran'da İngilizce yayımlanan İran Daily Gazetesi'nin internet nüshasında, önceki gün son toplantısını yapan Meclis'ten ilginç gözlem ve anekdotlar aktarılıyor:
‘‘Horasan milletvekili Muhammed Bager Zakari, yeniden seçilememesini Haşimi Rafsancani'nin yeterince oy toplayamamasına bağlıyor. Gazetecilerle sohbeti sırasında ‘Size çok kızgınım. Her şeyi mahvettiniz' diyor.
Bu kez seçimlere katılmayan Meclis Başkanı Ali Ekber Natık Nuri, sağcı politikacılar arasında en mutlusu. Yeniden seçilemeyen başka bir muhafazakár milletvekili olan Ali Rıza Mahçub'a ‘Bana bir iş ayarlasana, çok yakında işsiz kalacağım' diye takılıyor.
Mahçub'un yanıtı herkesi güldürüyor:
- Aslında ben de sizin danışmanınız olmayı düşünüyordum.
Seçimden başarısız çıkan Seyit Rıza Ekremi'nin hezimetle ilgili yorumu ilginç: Rafsancani'nin Meclis Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı günlerindeki hataları ortadaydı. Halk bu hataların düzeltilmesini istedi, ama olmadı. Sabırlı olmamız gerekli arkadaşlar.’’
(İran Daily, 23 Şubat 2000)
* * *
Anlaşılan mollaların seçim yenilgisi için ‘‘günah keçisi’’ adayı belli: Eski Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani...
Muhafazakár basın, Rafsancani'yi iktidar günlerinde fazla ‘‘liberal’’ davranarak reformcu Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin önünü açmakla suçluyor. Hele Rafsancani'nin ‘‘Hatemi'nin ısrarı üzerine seçimlere katıldığını’’ açıklaması, işleri daha da karıştırıyor.
Muhafazakár kesimin komplo teorisine göre Hatemi'nin seçim taktiği tuttu. Reformcu kanat, ‘‘Rafsancani'nin önderliğindeki bir seçim cephesinin hezimete uğrayacağı’’ yolundaki tahmininde haklı çıktı. Cumhur-i İslami Gazetesi de benzer yorumla, mollalar ve politikacılar arasında başgösteren anlaşmazlığın reformcu kadrolara yaradığını ileri sürüyor.
* * *
İran'da reform kanadının öncelikli hedefinin basın özgürlüğü olduğu belli. Zaten Meclis'te çoğunluğu sağlayan reform kadrolarına dönük meşru muhalefetin tek adresi medya olarak kaldı.
Ne var ki, reform cephesinin ekonomi politikası, demokratik hak ve özgürlükler konusunda olduğu kadar açık değil.
İran'da devletçi politikaların yılda ortalama 3 milyar dolar tutarında sermaye kaçışına yol açtığı hesaplanıyor, beyin göçü de cabası...
Cumhurbaşkanı Hatemi'nin önderliğindeki cephenin bazı kadroları için yabancı sermaye kalkınmanın motoru. Bu yüzden küresel ekonomiye entegrasyon, özelleştirme, devlet müdahalesinden vazgeçilmesi zorunlu...
Ama yine aynı cephede yer alan ‘‘sol’’ kanat politikacılara göre, ‘‘Meclis hemen ekonomideki kontrolleri artıracak önlemler almalı’’...
Belki de zafer sarhoşluğu veya ilk günlerin şaşkınlığıdır...
Ama bize, İran'daki reformun ekonomik programı eksik gibi geliyor.
Paylaş