Paylaş
Yerli ve yabancı iş çevreleri, TBMM'de bugünkü oylamadan sonuç çıkarmaya çalışacak. Ancak her oy rakamının ne anlama geldiği bile tartışmaya açık olduğu için ellerinde aritmetik değil siyasi şablonlar bulunuyor.
* * *
Bize göre iş dünyası son günlerde bir gerçeği fark etti: Oylanan hükümetin değil Süleyman Demirel'in kaderidir...
İstanbul Borsası bile kredili satış riskini kapattıktan sonra Süleyman Demirel'in bu ülkede önemli bir istikrar taşı olmadığını teyit etti.
Borsayı doğrudan etkileyen ekonomik göstergeler, istikrar programına bağlıdır. Bu programın hesabı da Demirel'den değil hükümetten sorulur. Dolayısıyla yatırımcıların tepkisi makul ve doğrudur.
* * *
Bu tespitin ardından mantık sürecinde ikinci viraja geçmek kolaydır: Bugünkü oylama hükümet açısından siyasi uyum sınavıdır.
Başbakan Bülent Ecevit'in önceki günkü liderler zirvesinin ardından Anayasa değişikliği paketine imza veren iktidar milletvekillerinin sayısını (324) hatırlatması rastlantı değildir.
Başbakan Ecevit, özellikle ANAP liderliğinden hükümetin projesine söz verdiği katkıyı yerine getirmesini istiyor.
Eğer bugünkü oylamada ‘‘fire’’ olarak nitelenen rakam iktidarı utandırmayacak ölçüde düşük çıkarsa iş dünyası açısından endişeye yer yoktur. Çünkü hükümet, güven bunalımını aşmış olacaktır. Çankaya'ya kimin oturacağı, farklı ve ekonomiyi doğrudan etkilemeyen bir meseledir.
* * *
Üçüncü olarak; merkez sağın iki partisi yani ANAP ve DYP'nin siyasi ağırlıklarının bırakın cumhurbaşkanı seçtirmeyi, seçim sürecini rezil olmadan tamamlamaya bile yetmediği ortadadır.
Dolayısıyla Süleyman Demirel'in ‘‘Baba’’ lakabıyla iktidara yürüdüğü 1991 seçiminden bu yana iş dünyasının taktığı ‘‘merkez sağı birleştirme’’ projesinin çok yakında rafa kalkacağı bellidir. Merkezde tükenen bu iki partinin bıraktığı boşluğa MHP'nin hızla kaydığı açıktır.
* * *
Son olarak; TBMM'nin pek makul sayılmayan dayatmaya karşı gösterdiği tepki önemli bir eşik olabilir. Dileriz sayın vekiller, aynı bağımsız tavrı açık oylamada da sergileyebilirler...
Paylaş