Paylaş
Dün bu köşede Ortadoğu'dan ithal örgütler arasında yer alan Hizb-üt Tahrir'in (İslami Kurtuluş Partisi) amaçlarına değindik. Bugün de kullandığı yöntemlere gireceğiz.
* * *
İnternetteki Hizb-üt Tahrir sitesinde örgütün metotları hakkında ayrıntılı bilgi var:
‘‘Hizb, izlediği yoldaki metodunu üç merhaleyle (aşamayla) belirledi:
Birinci Aşama: Hizb'in, kitlesini oluşturmak üzere, onun fikrine ve metoduna inanan şahıslar ortaya çıkarmak için kültür verme aşaması.
İkinci Aşama: İslam'ı hayat vakasında ortaya çıkarmaya çalışmak için, kendisinin temel davası edininceye kadar İslamı yüklenmek üzere ümmetle kaynaşma aşaması.
Üçüncü Aşama: Hákimiyeti teslim alma, İslam'ı umumi, tam, kapsamlı bir biçimde tatbik etme ve hilafeti kurma aşaması.’’
* * *
Hizb-üt Tahrir'e göre ilk aşama yani çekirdek kadronun kurulması Kudüs İsti'náf Mahkemesi Kadısı Takıyyüddin en-Nebhani'nin çalışmaları ile tamamlandı. (Gerçi bağımsız kaynaklara göre, Hizb-üt Tahrir'in kurucuları 13 yılda hilafet rejimini kuramazlarsa bu işten vazgeçeceklerini açıklamışlardı... Ama örgüt neredeyse 50'inci yılını kutlamak üzere...)
Hizb-üt Tahrir yönetimine göre halen ikinci aşama devam ediyor... Bu aşamadaki siyasi hedefler de belli.
‘‘1) İslam beldeleri üzerinde nüfuzu ve hákimiyeti bulunan sömürgeci káfir devletlerle mücadele.
2) Arap ve İslam beldelerindeki yöneticilerle çarpışmak.’’
* * *
Hizb-üt Tahrir en azından şimdilik ‘‘silahlı propaganda’’ yöntemlerine başvurmuyor. Ama internet sitelerinde neden şiddet kullanmadıklarının gerekçesi açıklanırken önümüzdeki dönem için pek bağlayıcı ifadeler kullanılmıyor:
‘‘Hizb, yöneticilere ve davasının önünde duranlara karşı maddi bir işe girişmekle haddi aşmadı. Nitekim Resulullah (SAV), Akabe Biatı'na katılanların Mina halkına kılıçlarıyla karşılık vermelerine izin vermesini kendisine arz ettiklerinde onlara şöyle cevap verdi: ‘Daha henüz onunla emrolunmadık.' Zira, Yüce Allah ondan, kendisinden önce gelen peygamberlerin sabrettikleri gibi sabretmesini istemişti...’’
* * *
Ana hatlarıyla Hizb-üt Tahrir’i anlatmaya çalıştığımız bu iki günlük yazı dizisini, ideolojik yapısında bağımsız gözlemcilerin dikkatinden kaçmayan bir çelişkiyi aktararak noktalayalım...
Hizb-üt Tahrir'e göre Müslümanların anonim şirket kurmaları dinen caiz değil... Oysa Müslüman olmayanlara böyle bir kısıtlama yok. Dolayısıyla gerçek müminlerin Müslüman olmayan şirketlerden alışveriş etmeleri gerekli. (Kaynak: Dr. Azzam Tamimi, Hizb-ut Tahrir, Reflections on its orijin and its ideas, İnternet Belgesi)
Paylaş