ANKARA BAŞKENTİN durgun siyaset havası Oran rüzgárıyla dağılıyor. Rahşan Ecevit’in DSP’de Genel Başkan Zeki Sezer’i değiştirme ve yerine merkez sağdan bir ismi atama girişimi heyecanla izleniyor.
Rahşan Hanım bastırıyor, Zeki Sezer ve örgütü direniyor. Aslında meselenin özü bu kadar!
Ama kapalı kapılar arkasında yaşananlar, parti içi demokrasi açısından bir o kadar ibret verici.
* * *
Takvimine göre aktarırsak... Zeki Sezer 21-22 Haziran tarihinde Almanya’ya, oradan da 3 günlüğüne Brüksel’e seyahat planlıyor. Bu geziden önce Oran’da Rahşan Hanım’la buluşuyor.
Kamuoyundaki yaygın izlenimin aksine Rahşan Ecevit ile Zeki Sezer öyle sanıldığı gibi sık sık görüşmüyor. DSP Genel Başkanı ancak birkaç ayda bir Oran’ın yolunu tutuyor.
Son görüşme anlaşılan o ki biraz nahoş geçiyor, gerginlik yaşanıyor.
Rahşan Hanım, Zeki Sezer’i izlediği politikalar nedeniyle ağır dille eleştiriyor.
Zeki Sezer ertesi gün Almanya’ya, oradan da Brüksel’e gidiyor. Tam döneceği gün Ankara’dan ilginç bir haber alıyor. Rahşan Hanım, 25 Haziran Çarşamba günü partinin 13 milletvekilini Oran’a davet ediyor. Parti yönetimini ise hiç muhatap almıyor ve çağırmıyor.
Duyduğum kadarıyla milletvekillerinden Harun Öztürk ile Mustafa Vural, "Genel Başkan yurtdışında, yokluğunda gitmemiz yakışık almaz" gerekçesiyle davete icabet etmiyor.
Hüseyin Mert, milli maç için İsviçre’de, Hüseyin Pazarcı Genel Başkan Zeki Sezer’e eşlik ediyor, Mücahit Pehlivan da mazeret bildirince, sadece 8 milletvekili Oran’a gidiyor.
Rahşan Hanım milletvekillerine, partinin sağa açılması gereğinden söz ediyor uzun uzun. Ardından kurultay çağrısı yapıyor, Zeki Sezer’i gıyabında çekilmeye davet ediyor.
Bayan Ecevit’e göre yeni genel başkan dışarıdan ve tercihen merkez sağdan bir isim olmalı. Rahşan Hanım, vekillere Zeki Sezer’in çekilmeye hazır olduğunu ve yerine Tayyibe Gülek’i önerdiğini hissettiriyor, ama ardından "Tayyibe Hanım’la da olmaz" demeyi ihmal etmiyor.
8 milletvekili, Rahşan Hanım’ın yanından Ahmet Tan’ın evine geçiyor, parti yönetimi haberdar ediliyor. Zeki Sezer yurda döndüğünde çalışma arkadaşları açıkça "İstifayı düşünüyor musunuz?" sorusunu yöneltiyor. Sezer tereddütsüz, "Hayır, ben tek başıma seçilmedim, ekip olarak geldik, devam ediyoruz" diyerek arkadaşlarını yatıştırıyor. Genel Başkan’a yakın bir isim bugün gelinen noktayı şöyle özetliyor: "Genel başkan seçildiği günden bu yana ilk kez rahat nefes aldı."
DSP Genel Merkezi’nin bu rahatlığında Rahşan Hanım’ın planının örgütte yarattığı huzursuzluğun izlerini okumak mümkün. Bayan Ecevit, sadece Genel Başkan değişikliğiyle yetinmiyor. Dışarıdan bir ismi Genel Başkanlığa taşıyacak yeni Parti Meclisi de arzu ediyor.
Bu il başkanlarının da değişeceği anlamına geliyor. Parti örgütü bu geniş çaplı değişikliğe karşı çıkıyor, son birkaç gündür genel merkeze yurdun her yanından destek mesajları yağıyor.
* * *
DSP’yi Ecevit çiftinin kişisel mal varlığı/mirası sayanlar açısından buraya kadarı hayret verici sayılmaz, siyaseten ayıp karşılanmaz. Ama ve lakin Rahşan Hanım’ın talimatları ne kadar tutarlıdır, aşağıdaki iki soru ekseninde tartışan herhalde çıkacaktır:
1) Rahşan Ecevit, Meclis’teki türban düzenlemesi sırasında DSP parti yönetimi ve milletvekillerini Oran’a davet etti. Yeterince sert politika izlenmediği gerekçesiyle eleştirdi.
2) Oran’dan parti yönetimine iletilen mesajlarda yaklaşan yerel seçimlere yine CHP çatısı altında katılma ihtimalinden söz ediliyor, "Tek başımıza gireriz" söylemi riskli görülüyor.
Özetlersek, türbanda sertlik, CHP ile ortaklık... Ama sağa açık politika.
DSP bu işi nasıl becerecek, anlamak mümkün değil. Lider ve eşine vefa, partinin geleceğine mal olsa bile sorgulanamaz mı? Sanırım DSP’de asıl kritik soru bu, gerisi teferruat.