ANKARA TABİİ ki ekonomik krizden söz ediyoruz. Ve sadece Türkiye ayağından...
Kriz kimine göre Türkiye’yi teğet geçecek.
Başkaları çok derinlerden dip dalgası bekliyor.
Bendeniz tahmin için erken olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bugünkü dengeler, gelecek beklentisine göre şekilleniyor.
Çok basit örnekle, döviz borcunuz varsa, kur artışından korkmanız doğal.
Hele gelecekteki gelirinizden de emin değilseniz, yapacağınız belli.
İleride daha da pahalılaşır diye dövizi şimdiden alır, borçtan kurtulursunuz.
Ama belki de döviz siz ve sizin gibilerin artan talebi yüzünden yükseliyor, bilemezsiniz.
* * *
Beklenti idaresi, giderek ekonomi yönetiminin odağına yerleşiyor.
Son kriz gösterdi ki, önce sorunun adını koymak gerekiyor. Örneğin ABD bankaları ipotek kredileri nedeniyle zorlandığını... Evini barkını, işini kaybeden hane halkının tüketimden vazgeçtiğini gördü. ABD yönetimi, 1) Bankalara para pompaladı, 2) Halka çek dağıtıp tüketimin tamamen kesilmesini önlemeye çalıştı.
Buna karşılık Avrupa Birliği, işi ağırdan aldı. Piyasa hemen cezasını kesti.
Güney Kore’den Brezilya’ya, Macaristan’a kadar örnek çok, yerimiz dar.
Meselenin özeti şu: Bu krizde varlıklar eriyor. Yani şirket değeri, gayrimenkul fiyatı düşüyor. Buna karşılık borçlar ya aynı kalıyor veya (Türkiye gibi) yükselen kur ve faiz nedeniyle şişiyor.
Aradaki farkı veya benim deyimimle karadeliği kapatmak şart.
Aksi halde alacaklılar (örneğin bankalar) gidecek...
Veya borçlu (mesela şirketler) can verecek.
Paranın kaynağı konusunda rivayet muhtelif: IMF kredisi, Körfez parası, Varlık Barışı, şirket satışı, doğrudan yatırım, sıcak para... Bana sorarsanız hepsine ihtiyaç var.
Peki para diyoruz da... Kaç paradan söz ediyoruz?
Deutsche Bank’ın hükümeti ve yandaş medyayı kızdıran hesabı ortada. 50 milyar dolar cari açık artı 100 milyar dolar düzeyinde dış borç ödemesini üst üste koyuyor Alman Bankası...
Üçte biri oranında yeniden borçlanmayla 90 milyar dolar kaynak ihtiyacı hesaplıyor.
Hadi diyelim ki, yarısını yeniden borç aldık, yine 70 milyar dolar lazım.
Eriyen varlıklarla, şişen borçların farkını bu hesaba hiç karıştırmadık dikkat edin...
Çünkü o faturayı şimdiden kestirmek zor.
Bu nedenle benim, "Kriz ne zaman ve nasıl biter?" diye soranlara yanıtım hazır.
Hükümet karadeliği kapatmaya ne zaman karar verirse o gün, o saat.
Bence beklentiler ancak paranın sıcak yüzü görüldüğünde değişir.
Kur da düşer, faiz de...
Tabii bir de faturanın kime kesileceği belli olduktan sonra.
Tek cephe PKK
ORGENERAL İlker Başbuğ, bugün Başbakan’la birlikte Isparta Eğirdir’e gidecek. Başbakan ve heyeti, terörle mücadele eden askerlerin nasıl yetiştiğini yerinde görecek. Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile Başbakan’ın birlikte görüntü verdikleri terör konulu toplantı ve zirvelerden bir tanesi daha böyle hayata geçecek.
Askerdeki genel kanaat, TSK’yı yıpratmak isteyenlerin terörle mücadelede ödenen bedeli bahane ettiği... Çok karmaşık ve güçlü bir odağın, uluslararası yardımla kampanya yürüttüğü...
Bana sorarsanız eğer böyle bir odak varsa, artık işi zorlaşıyor.
Çünkü 27 Nisan’da hükümetle arası bozulan asker, şubat ayındaki kara harekátından sonra CHP ve MHP’yi de karşısına aldı. Medyanın bir bölümüyle hiç teması yoktu.
Başbuğ gelir gelmez muhalefet partilerini ziyaret etti, hükümetle terörle mücadele konusunda ahenk sağladı, muhafazakár medyanın bir bölümüyle yeniden ilişki kurdu.
Bu değişikliğin yarattığı rüzgár ortada. Güneydoğu kararları asker ve siyaset ortaklığı ile alınıyor. Asker aynı anda birden fazla cephe açmak zorunda kalmıyor. Enerjisini PKK ile mücadeleye harcıyor.