Muhalefetsiz başkan seçimi

Köksal Toptan, Başbakan’la görüştü, tatile çıktı.

“Demek ki işaret verildi, güven tam” diyen çok.

Ama öte yandan AKP içinden iki isim daha hareketli.

* * *

AKP Ankara Milletvekili Salih Kapusuz da resmen aday.

Kapusuz AKP’nin ilk beş yılında grup başkanvekiliydi.

Sadece AKP değil muhalefetçe de sevildi, sayıldı.

2007 seçimlerinden sonra yeniden aynı görevi istemedi.

Bazıları bakanlık beklediğini düşündü, ama olmadı.

Salih Kapusuz uzun bir aradan sonra yeniden siyasette aktif.

Meclis’te 320’ye yakın AKP’li vekili aradığı biliniyor.

Muhalefetten sadece tanıdıklarıyla danışmalarda bulunuyor.

10 bağımsız milletvekilinin dokuzundan destek aldığı söyleniyor.

* * *

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in kabine dışı kalması sürprizdi.

Çelik, Başbakan’ın grup başkanvekilliği önerisine de çok sıcak bakmıyor.

Son kararı, “çağırıp görev teklif edene kadar” Başbakan’ı beklemek.

Dostları, sevenleri Meclis Başkanlığı’na aday gösterileceğini belirtiyor.

Ama olmazsa, AKP kurultayında Parti Sözcülüğü’ne adaylığı kesin gibi.

* * *

Muhalefet cephesinde işler çok daha sakin yürüyor.

Hareketten çok, gözlem ve analiz havası hâkim.

Eğer muhalefetin iki büyük partisi MHP ve CHP...

AKP’ye karşı aday çıkartmazsa pek sürpriz olmaz.

* MHP Köksal Toptan’ın yeniden seçimine itiraz etmez.

* CHP aynı çizgide, ama MHP’nin kararını merak ediyor.

Neticede AKP kendi içinde karar verir ve Toptan’ı aday gösterirse...

Fazla muhalefet görmeden Meclis Başkanlığı seçimini halleder.

Ama eğer AKP’de aday sayısı artarsa...

O zaman muhalefete seçme fırsatı doğar. Zaten kendi adayını çıkartmama eğilimi de bu yüzden.

Olan işsize olur

Ekonomide zam, zulüm, işkence dönemi hortladı.

Kimilerine göre IMF için ön alınıyor.

Bazıları bütçe açığını kapatma amacına bağlıyor.

Ama inanın ne icraat, ne de yorumuyla ilgiliyim.

Çünkü bendeniz bu krizde sadece iki parametreye bağlıyım.

İşsizlik azalıyor mu, halkın ekmeği (milli gelir) büyüyor mu?

Ne kur, ne de faize takılıp kalıyorum.

(Zaten kur ve faiz fazla dalgalanmaz dediğimde -28 Eylül 2008- kızdınız.)

Bu pencereden bakıldığında ne büyümeden umutluyum, ne de istihdamdan.

O yüzden kimse kusura bakmasın, zamlara alkış tutamıyorum.

Olan yine işsize, yoksula oluyor diyorum.