ANKARAMGK bildirisinde Irak’la ekonomik bağların güçlendirilmesi tavsiyesi yer aldı.
Kuzey Irak’la ticari ilişkilerin mevcut düzeyi ve potansiyelini Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu ile konuştum:
MGK’dan Irak’la ekonomik ilişkileri geliştirme tavsiyesi çıktı, şu anda durum ne?
Halen Kuzey Irak’la ticaret hacmimiz 6 milyar dolar. Bu rakama 160 milyon dolardan geldik. Potansiyel ise 15 milyar dolar. 50 bin Türk vatandaşı orada iş buluyor, bin 200 Türk şirketi Kuzey Irak’la çalışıyor.
Kuzey Irak’ta bu kadar potansiyel var mı?
Türk müteahhitlerinin o pazardaki payı yüzde 90, yine satılan malların yüzde 70’i Türkiye’den geliyor.
Peki iş hacmi nasıl yükselebilir?
Örneğin daha iki ay öncesine kadar her Türk kamyonu ancak ayda bir Kuzey Irak’a girebiliyordu. Bugün haftada bir girme imkanı sağlandı, aslında iki günde bire düşürülmeli. Bu sayede pazar İran ve Suriye’ye kaptırılmaz.
Siyasi ilişkiler, daha doğrusu arada yaşanan gerginlikler ticareti etkiliyor mu?
Aslında Irak Türkiye’nin Ortadoğu’ya geçiş kapısı, Kuzey Irak’ın da Türkiye’den başka alternatifi yok. Ticaret gelişirse diğer konuların çözümüne de yardımcı olur.
Neler yapılmalı?
Mesela 11 ülkenin Erbil’de konsolosluğu var, Türkiye’nin yok. Diyarbakır’dan Erbil’e doğrudan uçuş konulmuyor. Buradan kalkıp İstanbul’a gidiyoruz, oradan Erbil’e uçuyoruz.
MGK bildirisinde enerjiye de atıf var, ne diyorsunuz?
Kuzey Irak’ın ciddi elektrik ihtiyacı var, bildiğim kadarıyla bir Türk şirketi Silopi’den Kuzey Irak’a elektrik satıyor.
Daha radikale devir teslim
BELLİ ki Başbakan’ın gözü ekonomiyi görmüyor. Ekonomik daralma ve işsizlik umurunda değil. Tek derdi yerel seçimde oyunu biraz daha artırmak veya en azından korumak. Bu sayede Anayasa Mahkemesi’nin koyduğu siyasi sınırları çiğnemek... Türbanı, katsayıyı, Kuran kurslarını rahatça konuşacak, istismar edecek günlere/konuma dönebilmek.
Yine anlaşılıyor ki, bürokratları ve bakanları Başbakan’ı yanıltmaya devam ediyor.
Çünkü Başbakan sanıyor ki;
1) Türk şirketlerinin döviz borçları aslında bu şirketlerin yurtdışında tuttukları servetlerden oluşuyor. Başka deyişle Türk işadamları zulalarını yurda getirse krizi atlatmak için başka kaynağa ihtiyaç kalmayacak.
2) Ekonomik önlem almak açısından aceleye gerek yok. Nasıl olsa seçimden sonra yeterince zaman var. Dolayısıyla IMF anlaşması da dahil olmak üzere ekonomik planlar seçim sonrasını bekleyebilir.
Başbakan tabii ki yanılıyor, işsizlik seçim takviminden bağımsız her geçen gün çığ gibi büyüyor.
Dolayısıyla ekonomik kriz ufuka belirdiği günlerde ortaya atılan...
Muhalefetin benimsediği, AKP’nin kınadığı söylemi değiştirme zamanı geldi.
"AKP bir ekonomik krizle geldi, diğeriyle iktidarı kaybedecek" hükmünün kıymeti kalmadı.
Çünkü sosyal dengeler öylesine bozuluyor ki...
AKP seçimi yitirse bile kazanan merkez siyaset olmayacak.
AKP’nin alternatifi çok daha radikal saflardan gelecek. O yüzden bu seçimde en büyük sorumluluk AKP’li seçmene düşüyor. Eğer partilerini seviyorlarsa, daha radikal bir iktidar istemiyorlarsa... Uyarı zamanıdır!
Yerel seçim
AKP Genel Merkezi’ne ulaşan araştırmalar partinin Türkiye genelindeki oyunun yüzde 47 düzeyini koruduğunu gösteriyor. Aynı anketlere göre CHP’nin oyu yüzde 22, MHP’nin oyu yüzde 15. Seçimde AKP için en kritik dört il, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa ve Ankara olarak sıralanıyor.