Enis Berberoğlu: Kriz bilançosu

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

EKONOMİNİN tansiyonu yaklaşık 10 gün kadar önce yabancı yatırımcıların portföylerini bozup ayrılma eğilimine girmeleri nedeniyle yükseldi...

Yabancılar ellerindeki bonoları satınca fiyat geriledi, faiz tırmandı. Bono bedelleri yurtdışına transfer için dövize çevrilince bu kez de döviz talebi arttı. Tam bu ortamda bankalar bünyesinde nakit trafiği sıkıştı, kriz katmerli hale geldi.

***

Peki madem ki Başbakan Bülent Ecevit'in ifadesiyle ‘‘marazat’’ aslında yabancı yatırımcıların çıkışıyla başgösterdi... Analize yabancıların gerekçeleriyle devam edelim... İlk alıntımız Merrill Lynch'in raporundan: ‘‘Geçen haftaki sorunun tohumları (Türk ekonomisine) döviz girişlerinin zayıflaması ile atıldı. Bu da cari açık rakamının büyümesine ve özelleştirmenin yavaş gitmesine bağlıydı.’’ (30 Kasım 2000 tarihli Emerging Markets Daily raporu)

Merrill Lynch'e göre bir itibar kaybı söz konusuydu ve güven aşılamak için gerekli adımlar da belliydi: ‘‘1) Türk Telekom ihale şartnamesinde yönetimin devri konusunda tereddüt kalmamalı. 2) Ek mali önlemler alınmalı. Çünkü 2001 bütçesi etkileyici ama piyasaları iknaya yeterli değil. 3) Bankaların kısa vadeli açık pozisyonlarını açmalarına izin verilmeli. 4) Batık bankaların satışı hızlanmalı.’’

Bu raporun yerli/yabancı yatırımcıların eline ulaşmasının üstünden saatler geçmeden toplanan Bakanlar Kurulu'ndan Merrill Lynch'in dört önerisinden ikisinin çıkması sadece tesadüf sayılmaz... Aksine rötarla da olsa sonunda aklın yolunda buluşulduğunu gösterir...

***

Hükümetin doğru yoldaki adımları dün mali piyasaların tansiyonunu düşürmeye yetmedi... Hem döviz talebi sürdü, hem de faizler yüksek seviyelerini korudu. Bankacılık kesimi zarar yazmaya devam etti.

Chase'in, 29 Kasım 2000 tarihli raporunda bankacılık sektörünün 13 Kasım'dan bu yana uğradığı zararın bilançosuna yer verildi:

Bankaların dış borcu 6 milyar dolar... Doğan zarar 264 milyon dolar.

Bankaların Hazine bonosu portföyü 29 milyar dolar. Zarar 1 milyar 375 milyon dolar.

Düşük faizli tüketici kredileri 6.1 milyar dolar. Zarar 450 milyon dolar.

Toplam zarar 2 milyar 130 milyon dolar.

***

Rötarın ve aymazlığın faturası nereye kadar yükselir bilinmez. Ama bu işin hesabının sadece ekonomi sınırları içinde sorulması mümkün değildir. Faturanın siyasi kısmı seçim sandığını beklemek zorunda.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Eh iyi ya işte sen de böylece hangi tarafta olduğunu belirtmiş oldun! Benim sen ve senin gibilere bir önerim var, madem biz bu kadar antidemokratik bir ülkeyiz ve Avrupa da bu kadar özgürlükler diyarı, defolup gidin, orada yaşayın be! Bizi de rahat bırakın burada istediğimiz gibi yaşayalım. Son bir şey daha ve bunu çok iyi değerlendir, bu ülkede Kürtçe eğitim, Kürtçe TV falan filan gibi bölücü uygulamaların hayata geçmesi için önce orduyu tamamen çökertmeniz lazım çünkü sen ve senin gibiler istediğiniz kadar ötün, burası Türkiye kardeşim, yok öyle!’’ (İsimsiz)

Yazarın Tüm Yazıları