Paylaş
Dünya Bankası, Türkiye'ye dönük krediyi onayladı diye seviniyoruz ya...
Komşumuz İran da öyle...
Dünya Bankası son yedi yıldır tek sent borç vermediği İran'a yönelik 232 milyon dolarlık krediye önceki gün yeşil ışık yaktı. İran bu krediyle Tahran'da içme suyu ve sağlık projelerini finanse edecek. Veya Dünya Bankası öyle sanacak. Çünkü dünya kamuoyu, bu paraların hangi amaca hizmet ettiğini ancak patlayan bomba sesleriyle takip edebilecek.
* * *
Gerçi International Heral Tribune Gazetesi'nin haberine göre, İran'a kredi pek öyle kolay çıktı sayılmaz. Dünya Bankası Başkanı James Wolfenson, ABD'nin kredinin açılmasına karşı oy kullandığını, Fransa ve Kanada'nın da çekimser kaldığını açıkladı.
Zaten ABD yönetimi daha önce de iki kez oylamayı erteleyerek taktik zaferler kazanmıştı. ABD yönetimi, İran'a yönelik krediye iki nedenle karşıydı:
Ülke anayasasına göre Dışişleri Bakanlığı'nın, ‘‘terörist ülke’’ listesinde bulunan İran'a yönelik krediye olumlu oy kullanması mümkün değil.
ABD yönetimi, Şiraz'da 13 Musevi'yi MOSSAD ajanlığı suçlamasıyla yargılayan İran'a kredi zamanlamasını uygun bulmuyor.
* * *
Dünya Bankası kredisinin siyasi mantığını kavramak biraz güç.
Çünkü şubat ayında reform cephesinin kazandığı genel seçimden sonra İran'da beklenen demokrasi adımları gecikiyor. Cumhurbaşkanlığı görevinde üçüncü yılına giren Hatemi ve taraftarları, ‘‘düşünce ve ifade özgürlüğü’’ yasalarını ilk hedef olarak koymuştu.
Ama sanki kara mizah gibi, seçimden sonra ilk darbe özgür basına indi. Dini lider Hamaney ve müttefiki mollaların kapattığı gazete sayısı 20'yi buldu. Reform cephesi, molla rejiminin bu açık meydan okuması karşısında sessiz kaldı.
* * *
Türk medyasında yaygın eğilim, İran'daki terör eylemlerinin sorumluluğunu ‘‘derin devlet örgütüne’’, hatta tabir yerindeyse Molla Susurluk'una yıkmak.
Eğer İran'da demokrasiye imanlı güçlerin kontrol edemediği bu tür bir örgüt varsa, Sait Hacaryan suikastındaki gelişmeler örnek vaka olarak incelenmelidir.
Cumhurbaşkanı Hatemi'nin yakın mesai arkadaşı, kapatılan bir gazetenin yöneticisi Hacaryan, ülkenin önde gelen aydınlarını öldüren çetenin İstihbarat Bakanlığı ile bağlantısını ortaya çıkardı. Ve cezası şubat seçimlerinden birkaç hafta sonra kesildi.
Tahran'ın orta yerinde 20 yaşındaki bir genç, Hacaryan'ın kafasına ateş etti, reformcu cephenin önde gelen ismi mucize eseri ağır yaralı kurtuldu.
Hacaryan'a suikast cephesinin yargılanması şansa bakın ki Dünya Bankası'nın İran'a kredi açtığı gün sonuçlandı. Sanıklar 10-15 yıl hapis cezasıyla kurtuldu.
* * *
Kim demiş terör kazandırmaz diye? İran 1980'lerdeki terör eylemleriyle Lübnan'ı kazandı. Şimdi de reformcu-molla kavgası bahanesiyle milyonlarca dolarlık kredi alıyor.
Türkiye, coğrafyası gereği düşmanını seçemiyor, kabul.
Ama akıllı müttefiklere ihtiyaç duyduğu da ortada.
Paylaş