Enis Berberoğlu: Kaçınılmazı kriz olarak yaşamak

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

ÖNCE IMF'nin Avrupa Sorumlusu Micheal Deppler'in gölgesinde kalan tanıdık bir isme dikkatinizi çekmek isteriz:

IMF'nin Bankacılık Direktörü Stefan Ingves...

Bankacı Uğur Gürses, bu ismin Türk mali piyasalarındaki yüksek tansiyona el koymasının yabancı yatırımcılar açısından olumlu sinyal olduğu kanısında. Çünkü Ingves, İsveç'teki 1990-92 bankalar krizinin üstesinden gelen uzman. Daha önce de Türkiye'de temasta bulunan Stefan Ingves'in kriz yönetimi becerisi, yabancı piyasalarda güven uyandırıyor.

* * *

Son iki haftadır piyasalarda yaşanan yüksek tansiyonun tek nedenle izahı mümkün değil. Likidite sıkıntısı, yabancıların kaçışı, hükümetin rötarı...

Ama bizce en önemli vektör gözden kaçıyor:

Enflasyonla mücadele programı.

Brezilya, Arjantin, Meksika ve İsrail...

Benzer programları uygularken benzer sorunlar yaşadılar.

* * *

Brezilya'da bankacılık kesiminde enflasyona dayalı gelirler 1990 yılında milli gelirin yüzde 4'ü oranında iken, aynı rakam 1997 yılında binde 1'e geriledi. Kárlılık düşüp, takipteki alacaklar yükselince, 2.5 yıl içinde toplam 182 mali kuruluş yeniden yapılandırıldı, bankalar şube kapatma ve işten çıkarmalarla küçülmeye zorunlu tutuldu.

Arjantin'de 1991 yılında 35'i kamu, 132'si özel toplam 167 banka vardı. 1996'da yani beş yıl sonra kamu bankalarının sayısı 20'ye, özel bankaların sayısı ise 87'ye geriledi. Kriz sürecinde özelleşen 15 banka da eklendiğinde toplam banka sayısı 122'ye düştü.

Meksika'da 1994 krizi ilginç sonuçları beraberinde getirdi. Mesela, yabancı bankaların sektör payı yüzde 4'ten yüzde 20'ye yükseldi.

* * *

Uluslararası örnekleri de dikkate alan hükümet, ekonomik programın uygulanması sırasında meydana gelecek yol kazalarını düşünerek mali sektördeki birleşme ve devirlere vergi istisnası tanıyan düzenlemeyi hızla TBMM'den geçirdi.

Mali sektörde ‘‘kaçınılmaz’’ gibi gözüken sorunları kriz boyutuna getirmek Ankara'nın beceriksizliğidir, kabul... Ama hiç değilse yüksek tansiyondan korkup ekonomik programı tehlikeye atmadılar, bu kadarına da şükür.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Yazınızda anlaşılması zor kelimeler kullanıyorsunuz, murakıp, mudi gibi. Bunların ekonomik ve de yerleşmiş terimler olduğunun ben de farkındayım. Bence yazarlar, topluma yön verebilen insanlardır. Bu gibi Arapça, Farsça her neyse terimler kullanıp bunların anlamını bilmeyen genç okuyucularınızı bu tür Türkçe dışı terimleri öğrenmeye yönlendirmek yerine Türkçelerini kullanmanız, bence daha çok genç okuyucuya ulaşmanızı sağlayacaktır. Şahsen ben anlamadığım terimlerden oluşan bir yazıyı okumaktan pek haz aldığımı söyleyemem.’’

(Mustafa Telli, Doktora Öğrencisi)

Yazarın Tüm Yazıları