Paylaş
UMUT operasyonunun ilk günlerinde bütün parmaklar İran'ı gösterirken, bu köşede ‘‘Türkiye'deki İran'ı unutmayalım’’ diye mütevazı öneride bulunduk, 1995 yılında İstanbul'da İranlı iki kaçakçının kaçırılıp öldürülmesini örnek gösterdik. (22 Mayıs 2000)
* * *
Kısaca hafıza tazelemek gerekirse;
Asgar Simitko ile Lazzo lakabıyla anılan Lazım Esmaili 15 Ocak 1995 tarihinde rutin polis kontrolü süsü verilen bir operasyonla kaçırıldı. 28 Ocak 1995 günü ağır işkence göndüklerini ortaya koyan cesetleri bulundu.
MİT Özel İstihbarat Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, Susurluk kazasından birkaç ay önce medyaya sızan raporunda bu cinayetleri rant kavgasına bağladı: ‘‘Olayın uyuşturucu alışverişindeki anlaşmazlık ve haraç vermeme dolayısıyla gerçekleştirildiği, grubun (Susurluk çetesi) bu eylemden büyük paralar elde ettiği anlaşılmıştır. Bu eylem tamamen maddi menfaate, uyuşturucu alışverişine dayanmakta olup, olayın ideolojik bir yönü yoktur. Grubun ne şekilde olduğu tespit edilmemekle birlikte bu eylem neticesi 1 milyon dolar kadar para elde ettiği anlaşılmıştır.’’
Devletin Susurluk konusundaki tek resmi belgesini yazan dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş iki İranlı'nın MİT koruması altında olduklarını açıkça yazdı, ardından icraatlarını saydı: ‘‘Asgar Smitko, emniyet istihbaratının yazılarına ve tespitlerine göre birçok yasadışı faaliyetinin yanı sıra İran'ın Humeyni Rejimi'nden o günün şartlarına göre çok büyük meblağ ile çok miktarda silah almış, İstanbul'daki rejim muhaliflerini İran Gizli Servisi'ne haber vererek öldürtmüştür.’’
* * *
Resmi raporlardan bu alıntıları yaptıktan sonra, özetle iki soru sorduk;
1) İran ajanı ve uyuşturucu kaçakçısı iki İranlı'yı MİT neden korudu?
2) Koruduğu ajanların ölümüne neden engel olamadı?
MİT'ten ayrıldıktan sonra ABD'de yaşamaya başlayan Mehmet Eymür, www.atin.org adresli internet sitesinde bu iki soruya yanıt getirdi...
Aynen aktarıyoruz:
‘‘MİT'in Asgar Smitko'nun uyuşturucu kaçakçılığını bilmediği, Asgar Smitko'nun bu ilişki süresince MİT'in iki önemli faaliyetine neden olduğu, söylenmektedir. Güneydoğu'da İran'dan sevk edilen PKK'ya ait silahların ele geçirilmesi ve PKK Marmara sorumlusu ve ekibinin yakalanması.’’
* * *
İlk sorunun yanıtı gördüğünüz gibi çok karışık değil...
Ama ikinci sorumuz, yani İranlı ajanların neden öldükleri konusunda rivayet muhtelif...
Eymür, uzun analizinde Smitko'nun MİT'teki irtibatını itham ediyor:
İranlı iki kaçakçının uyuşturucu parası yüzünden tehdit edildiğini,
MİT görevlisinin -kendi ifadesine göre- arabuluculuk etmek istediğini,
Olayın duyulmasından birkaç gün sonra iki ajanın cinayete kurban gittiğini, şahıs ve yer isimleri sayarak anlatıyor.
* * *
Alışık olmayanın kafasını karıştıracak ölçüde çok ismin geçtiği bu analizi meraklılarına tavsiye ederiz...
Ama bizim meselemiz başka... Galiba UMUT operasyonunda şehvetle İran'ı suçlayanlar da, gönüllü İran borazanlığına soyunanlar da aslında farkında bile olmadan aynı amaca hizmet ediyor: Türkiye'deki İran unutuluyor.
Oysa herkes bilir ki, işaretparmağı düşmanı gösterirken bile, kalan parmaklar bize dönüktür.
Paylaş