Enis Berberoğlu: İntihar saldırısı

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

ÖNCE Lübnan'da Hizbullah tarafından denendi (1983)... 1990'lı yıllarda İsrail hedeflerine karşı kullanıldı.

Türkiye, Sri Lanka gibi ülkelere sıçradı... İntihar saldırıları terör podyumunda kan kırmızı renkli yeni moda sıfatıyla yerini aldı.

* * *

Yabancı kaynaklar intihar saldırılarını diğer terör taktiklerinden ayıran farkı tarifte zorlanmıyor... Teröristin ölüm ihtimalini göze alması hatta bu yönde hazırlığının bulunması dahi eylemin intihar saldırısı diye tanımlanması için yeterli değil. İntihar saldırısı için teröristin eylemin başarısının kendi ölümüne bağlı olduğunun bilincinde olması gerekiyor.

* * *

İntihar saldırılarının siyasi yelpazenin her rengini taşıyan örgütler tarafından daha sık kullanılır hale gelmesinin mantığı da belli:

Eylemciye yer ve zaman seçimi konusunda geniş olanak sağlıyor.

İntihar saldırısına karşı önlem almak oldukça güç.

Gerek yarattığı can ve mal kaybının büyüklüğü gerekse eylemcinin ölümü nedeniyle medya ilgisi peşinen garantileniyor.

Terör örgütünü eylemden sonrası için kaçış planı hazırlama zorunluluğundan kurtarıyor... (Çoğu terör eyleminin eylemcinin hayatta kalma ihtimalinin çok düşük olması nedeniyle uygulanamadığı biliniyor.)

Eylemcinin olay anında ölümü, sorgulanması ve dolayısıyla örgüte ilişkin bilgi vermesi riskini tamamen ortadan kaldırıyor.

* * *

İntihar saldırılarında hedef seçilen İsrail güvenlik birimleri eylemcinin robot portresini çıkarmayı becerdi:

18-27 yaş arası.

Genellikle bekár, işsiz ve yoksul.

Köktendinci eğitim almış.

Bir yakınının intikamını almaya imanlı.

(Kaynak: Boaz Ganor, Suicide Terrorism, www.ict.org/articles/suicide)

* * *

İlk gençlik yıllarımızdaki üniversite eylemlerini büyük Türk mütefekkiri Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ‘‘anarşi’’ diye tanımlamıştı... Eylemcilerin adı da necip milletimizin bu yabancı sözcüğe pek dili dönmediği için ‘‘anarşik’’ (=anarşist) kalmıştı...

Tarif, teşhis ve tedavide ölçüsüz çuvallamanın üstüne bir de devlet hazretleri kendi anarşik'ini beslemeye kalkmaz mı... Büyük kentlerde sola karşı ülkücü hareket, Güneydoğu'da PKK'nın panzehiri Hizbullah...

Zaten her zorlu soruna zor kullanmaya alışık devlet böylece şiddeti Ankara ile yakınlığına göre sınıfladı, meşruiyet kazandırdı...

Ve bugünlere gelindi... Önce PKK'nın canlı bombaları, şimdi DHKP-C'nin intihar saldırıları, yarın muhtemelen başka bir örgütün benzer eylemleri.

Devletin ikiyüzlülüğü demokrasi güçlerini gafil avlamamalı...

Terörün sağcısı solcusu, milliyetçisi, küreseli olmaz.

Şişli Emniyeti'ne saldırı terördür, yılbaşı gecesi patlayan bomba terördür, F tiplerinde söylenen işkenceler varsa devlet terörüdür. Ve kimse terör konusunda devlet ve örgüt arasında taraf tutmak zorunda değildir.

Demokrasiye inananların cesareti ve basireti böyle günde belli olur.

Yazarın Tüm Yazıları