Enis Berberoğlu: İkinci adam






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

ANKARA mahreçli yerel efsanelere kanmayın...

İkinci Adam kesinlikle yoktur.

Cumhuriyet tarihine İkinci Adam sıfatını miras bırakan İsmet İnönü de bu kuralın istisnası değildi. Çünkü paşa aslında Birinci Adam olduğunu kanıtlayacak kadar uzun yaşadı.

Gelelim son 20 yılda türeyen ve efsanenin eşkálini taklide çalışan soytarılara... Ekranda kestikleri poza, manşetlerdeki palavraya baktıkça ilk gençlik yıllarımda okuduğum Zübük isimli kitap geliyor aklıma. Ve Aziz Nesin'in kitabın kapağına koyduğu Anadolu özdeyişini hatırlıyorum: İt, kağnı gölgesinde yürür, kendi gölgesi sanırmış...

* * *

Medyamız her güçlü adamın arkasında akıllı kadın arar gibi hemen her başbakanın ikinci adamını yaratma merakındadır her nedense...

Mesela Dokuzuncu Cumhurbaşkanı'nın başbakanlık günlerinde güçlü adamı Cavit Çağlar idi... Süleyman Demirel, günlük mesaisini tamamlayıp Güniz Sokak'a döndüğünde Baba'yı kapıda genellikle Cavit Çağlar karşılardı.

Buzlu duble viskinin servisi, eğer kanepede şekerleme yapılacaksa üşümesin diye üstüne battaniye örtülmesi, hep Demirel'den sorumlu Devlet Bakanı Cavit Çağlar'a aitti. Cavit Çağlar, lideri için yalınkılıç kavgaya dalmaya her daim hazır olduğunu bir keresinde muhalefetteki Mesut Yılmaz'a ‘‘y.....’’ diye hakaret ederek kanıtlamıştı.

Devran değişti, İkinci Adam koltuğu Yalım Erez'e kaldı. DYP Kongresi'ndeki zaferine yardımdan Refahyol Hükümeti'nin kurulmasına kadar hep Tansu Çiller'in bir adım gerisinde kalan Erez'in politik kariyeri tarafsız başbakanlık macerasıyla noktalandı.

İstihbaratımız doğruysa, daha iki yıl önce başbakanlık koltuğuna oturmasına kıl payı kalan Yalım Erez işine gücüne geri döndü, yeni fabrikasına elektrik ve telefon hattı çektirmekle uğraşıyor. Anlatılana göre çok çalışıyor ve halinden memnun gözüküyor.

Cavit Çağlar'ın durumu ise içler acısı... Kendi ifadesine göre sağlık sorunlarıyla uğraşıyor. Ama Türkiye'de arandığı için Apo gibi sınır ötesi operasyonla paketlenip getirilmesi ihtimalinden bile söz ediliyor. Bugünkü hallerine bakıldığında bir zamanlar İkinci Adam sayılan politik figürlere vehmedilen gücün nasıl bir illüzyon eseri olduğu daha iyi anlaşılıyor.

Hukukun keskin kılıcı en çok İkinci Adam'lara işler...

Hatırlatması bizden...

* * *

Türkiye'de 1980 sonrasında seçilen liberal ekonomik modelin eski mevzuata uyum sağlaması beklenemezdi... Kanunları değiştirmek yerine denetimi iğdiş etme kolaycılığına kaçan iktidarların her icraatının yanlış olduğunu söylemek de insafsızlıktır. Dolayısıyla ‘‘Hayali İhracat’’ gibi kara deliklerine rağmen serbest piyasa ekonomisinin alternatifi yoktur.

Ne var ki son kavgada kamuoyunun ezici çoğunluğunun Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i desteklemesinden de anlaşılacağı üzere paranın bile satın alamadığı değerler vardır.

Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğü gibi...

Gördüğümüz ve sizlerden duyduğumuz, okuduğumuz kadarıyla bu ülkede paradigma değişimi yaşanıyor. Serbest piyasa ekonomisinin hukuk ve demokrasi sütunlarıyla takviyesi arzulanıyor. Toplum tıpkı 1980'de liberal ekonomik modele geçiş sürecinde ödenen fiyat gibi gerekli zahmete katlanmaya hazır gözüküyor. Yeter ki bize yakışan siyasetçiler yetişsin, yolsuzluk ve vurgun düzeni son bulsun.

* * *

Son sözümüz Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer hakkında...

Desteğimiz esasen hukuk adamı kimliğinedir...

Dolayısıyla bugün sözcülük makamı aracılığıyla kamuoyuna yapacağı açıklamada, havada uçuşan Anayasa konusuna açıklık getireceğini umuyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları