Paylaş
Türk demokrasi cephesinin Avusturyalı ırkçı lider Jörg Haider'e karşı Avrupa ve dünyadan yükselen tepkiyi sevindirici bulması doğaldır...
Ama daha ileri gitmeden, Avusturya'yı ayıplayan Avrupa ülkelerinin ırkçılık suçundan sabıkalarını hatırda tutmak gerekmez mi?
Örneğin son günlerde Kuzey Afrikalı avı yaşanan İspanya'yı...
Veya Jörg Haider'in yabancılar politikasını öven Alman parlamenter Heinrich Lummer'i enine boyuna tartışmadan günah keçisi aramanın anlamı ne?
* * *
Okurumuz Çağrı Ataman elektronik postayla dikkatimizi çekti. Almanya'nın eski iktidar partisi CDU'nun önde gelen isimlerinden Heinrich Lummer yeni sağın etkili yayın organlarından haftalık Junge Freiheit (www.jungefreiheit.de) Dergisi'nde Jörg Haider'e sahip çıktı...
1932 Essen doğumlu Berlin milletvekili Lummer, Almanya'da yabancılara pek sıcak bakmayan parlamenterler arasında başı çekiyor... Örneğin bizim yine Junge Freiheit Dergisi'nde rastladığımız ve ‘‘Yanlış Hesap’’ başlığını taşıyan farklı bir makalesinde Almanya'ya 500 bin yeni mülteci yollamaya çalışan BM uzmanlarına hakarete varan bir üslupla yükleniyor...
* * *
Türkiye'de kamuoyu Heinrich Lummer adını yabancı düşmanlığından çok PKK ile pazarlığı nedeniyle hatırlıyor...
Lummer, 1995 yılı ekim ayı sonunda, Mart 1996 ve Mart 1997'de Şam'da Abdullah Öcalan'la üç kez görüştü... Lummer, Die Zeit ve Neues Deutschland isimli yayın organlarına doğruladığı bu görüşmeleri, ‘‘Almanya'nın çıkarı için gerekirse şeytanla bile görüşürüm’’ gerekçesiyle izah etti.
‘‘Almanya'nın çıkarları’’ ifadesi, aynı dönemde Öcalan'la görüşen Almanya Gizli Servisi Şefi'nin vardığı uzlaşmayla daha iyi anlaşıldı.
PKK Almanya'da eylem yapmaktan vazgeçti...
Alman savcılar da PKK üyeleri hakkında açılan davalarda suçun niteliğini değiştirdi, ‘‘terör örgütü üyeliği’’ ithamını geri çekti... Böylece PKK'lı sanıklara istenilen ceza hafifledi.
* * *
Avusturya'nın ırkçı lideri Haider... Alman milliyetçisi Lummer... Kürt şövenisti Abdullah Öcalan...
Bu isimler nasıl yan yana durur demeyin, pek güzel yakışır...
Çünkü mesele Lummer'in Kürt hayranlığı veya Avusturya sevdası değildir... Devleti adına çalıştığı belli olan vekilin bu iki partide bulduğu ortak nokta bellidir: Lider diktası...
Çünkü sadece liderine tapınan partiler kolay yönlendirilir.
Almanya'ya Hitler için toplama kampları kurulup Museviler yakılır.
Türkiye'de Öcalan'ı ipten kurtarmak umuduyla parti isminden ‘‘Kürdistan’’ iddiası silinir...
Özetle;
1) Haider'in dostları Türk'ü, Kürt'ü falan değil diktatörleri sever... Acı öğrendik, ne olur hiç unutmayalım...
2) Mesele faşist/radikal mantıksa önce aynaya bakalım... Haider'e küfür ibadetini yerine getirmek kimseyi demokrat kılmaz.
* * *
Kişisel not: Belki de kimseyi ilgilendirmez ama bu satırların yazarı Avusturya Lisesi mezunudur. Sekiz yıl süreyle dilini, kültürünü öğrenmeye çalıştığı bu ülkenin içine düştüğü duruma en fazla üzülenler arasındadır.
Paylaş