Gelin Ruhban Okulu’ndan önce laikliği tartışalım

ANKARA
SANIRIM mesele laikliği yanlış anlamaktan geçiyor. Laiklik dinsizlik veya din düşmanlığı anlamına gelmez. Tam aksine herkes için din, mezhep, düşünce ve vicdan özgürlüğünün garantisidir. O yüzden din ve ibadet üzerine devletin gölgesi düşmemelidir.

Peki laikliği böyle tanımlarsak...

Türkiye sizce laik midir?

* * *

Madde bir...

Türkiye’de zorunlu din dersinden vazgeçilmiyor.

Yani devlete egemen din (ve mezhep) çocuklara dayatılıyor.

Madde iki...

Devlet din adamı yetiştiriyor.

İmam Hatip’lerde 120 bin öğrenci okuyor.

Ama ortodoks din adamı mezun edecek Ruhban Okulu kapalı.

Yani devlet dinler arasında açıkça taraf tutuyor.

Madde üç...

Devlet din görevlisi (imam) istihdam ediyor.

Diyanet İşleri’nin imam hatip kadrosu 75 bin kişi.

Ama kilise, sinegog veya cemevleri kendi yağıyla kavruluyor.

O sayede "Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman bu ülke" diye övünebiliyoruz.

* * *

Laikliği dünyaya 1905 yasalarıyla Fransa öğretti.

Türk laikleri ilk günden itibaren Fransız ilhamıyla yetişti.

Ne var ki, Fransa’da din devletten hakikaten bağımsız...

Yani bizdeki gibi çakma laiklik uygulanmıyor.

Din adamlarını devlet yetiştirmiyor, maaş ödemiyor.

* * *

Cumhuriyet projesi doğumunda sacayağıyla yükseldi.

Muhtar, öğretmen, imam üçlüsü devletin temsilcisiydi.

Ama artık dini devletin vesayetinden kurtarmak lazım.

Aksi halde, alevi-sünni çatlağını kapatmanın yolunu bulamayız.

Din özgürlüğü deyip sadece kendi dindarımıza yol vermenin ayıbından kurtulamayız.

* * *

Kiminize küfür gibi gelecek... Ama gerçekten laik bir ülkede yaşıyorsak.

1) İmam hatipleri kapatıp, devletin dini eğitimden elini ayağını çekmesi zorunludur.

2) Ruhban Okulu’nu açılması, cemevlerinin ibaret yeri sayılması zamanı gelmiştir.

Siz bu önerilerimi kafanızda tartışın veya bana ses verin...

Yarın bu köşede karşı görüşleri okuyacaksınız, söz!

Tarihi fırsat=Psikolojik ortam

TARİHİ fırsatın ne olmadığını zaten biliyorduk...

PKK ile anlaşma, af gibi konular gündemde değildi.

Ne olduğunu Digor Savcısı’nın kararı ortaya koydu.

Psikolojik ortam bu tür kararlara izin verecek hale geldi.

Siyasi otorite bu ortamı kullanmak ister mi...

Önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları