Paylaş
SİYASETİN aczi, mikrop kadar ufak sorunları fil kadar büyütüyor...
Sonra körler filin etrafını çevirip bacağına, kulağına, kuyruğuna, hortumuna sarılıyor...
Hepsi de filin payına düşen organına göre tarifte bulunuyor:
- Bu kalın bir direk...
- Hayır yelken...
- Yok büyük bir yılan.
* * *
Dün Necmettin Erbakan hakkında çıkartılan yakalama kararı, eski başbakanın hazin firarı ve siyasi mütefekkirlerin yorumlarını alt alta koyduğunuzda ortaya çıkan yine bir fil eşkáli değil mi?
Filin adı belli: Fikir suçu...
Ama herkes filin etrafından dolaşıp ahkám kesmeyi yeğliyor...
Mağdur konumdaki Necmettin Erbakan'ın partisi ayakta...
Ne var ki partinin en ağır topları dahi suçu değil cezayı tartışmayı yeğliyor... ‘‘Eski Başbakan’’ tarifi ile siyasi rant peşindeler, ‘‘75 yaşındaki ihtiyar adam’’ hatırlatması ile sanki merhamet dileniyorlar...
Yiğitçe çıkıp, ‘‘Eski başbakan olsun olmasın, yaşı da önemli değil, fikir suçu ayıbı temizlensin’’ diyemiyorlar. Zaten diyecek yüzleri de yok. Çünkü liderlerinin hüküm giydiği 312'nci madde değişikliğine -sadece siyasi hasımlarına karşı işliyor zannıyla- karşı çıkan yine aynı hazretler. Ne diyelim, demokrasiyi sadece kendi başları sıkışınca hatırlayanların da canı sağolsun. Demokrasinin fazileti hepimize yeter...
* * *
Manzaranın çirkinliği karşısında çareyi Erbakan hakkındaki yakalama emrini dört ay ertelemekte bulan yerleşik nizamın sözcülerinin savunma çizgisi ilk bakışta çok makul geliyor: Yasalar karşısında herkes eşittir. Başbakana, ihtiyara, hastaya istisna yoktur...
Elhak doğru. Yasaya göre suç ve ceza varsa, savcının yakalama emri de, jandarmanın ev baskını da doğaldır.
Hatta muhtemelen aksine hareket suçtur.
Fikir suçu ve suçlusu varsa farklı muamele beklemek yanlıştır.
Zaten Erbakan'ın cezası kesinleştiği günden itibaren ‘‘fikir suçu ayıbını temizleyin’’ çağrısında bulunmamız bu yüzden.
(‘Biz yeterince çektik, biraz da siyasi İslam çeksin’ diyen eski tüfeklerle, şeriat korkuları nedeniyle demokratik refleksleri yavaşlayanlar, dün hukuk adına sergilenen ortaoyunundan sonra pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeyi düşünürler mi bilemeyiz...)
Ama Türkiye'de hukukun tarafsızlığı, önceki gece TV ekranında 12 Eylül hapishanelerindeki hükümlüleri toptan imha planlarını anlatan Kenan Evren hakkında yapılacak işlemle belli olacaktır.
Kendimizi kandırmayalım.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘İşçilerin ücretleri söz konusu olunca Başbakan'ın IMF'ye haddini bildirmesi, kamuda işçilerin üçte biri ücretine çalışan bir mühendis ve yüzde 10 maaş artışı öngörülen bir memur olarak beni isyan ettirdi. Memurlara yüzde 10 ücret artışını uygulayan bir anlayış, 3 kat fazla maaş alan, fazla mesai ödenen, ikramiye alan kamu işçilerine gelince IMF'ye rest çekme. Memurlar Başbakan'ın bu tutumunu asla unutmayacaktır.’’ (M.S)
Faks: 0212-677 03 48
Paylaş