Paylaş
Hükümetin Süleyman Demirel inadının siyasi sonuçlarını dün hep birlikte izledik... Peki ya ekonomik faturası?..
Ön hasar raporunu üç başlık altında incelemeye ne dersiniz?
* * *
1) Hazine Müsteşarlığı yılbaşından itibaren son derece başarılı bir iç borç programı yürütüyor. Mart sonunda açıklanan resmi rakamlara göre Hazine'nin önümüzdeki üç aylık iç borç ödemesi 11.4 katrilyon lira. Hazine bu itfanın sadece 7 katrilyon liralık bölümünü borçla karşılayacak.
Ekonomi kurmaylarına göre programın ilk üç aylık sonuçlarından sonra eğer ülkede siyasi kriz havası esmeseydi, faizler 32 puan veya biraz altına inecekti. Oysa iki gündür faizlerde 1-2 puanlık hafif bir artış var.
Demek ki faizler bu seviyeyi korursa iç borç faizinde üç aylık ek fatura 140-150 milyar lirayı bulacak...
* * *
2) Hazine'nin dış borç programı da aksamadan sürüyor.
Yeni yıla 1.5 milyar dolarlık dış borç hamlesiyle giren Hazine, 600 milyon euro'luk yeni bir arayış içinde. Kimse siyasi belirsizlik nedeniyle Hazine'nin zorlanacağını düşünmüyor. Ama bir de madalyonun öbür yüzü var.
Eğer cumhurbaşkanlığı seçiminde siyasi kilitlenme yaşanmasaydı, Hazine dış borç rakamını rahatlıkla 750 milyar, hatta belki de bir milyar euro'ya yükseltebilecekti. Biraz daha düşük maliyetle dış kaynak bulabilecekti.
Özetle, siyasi krizin dış maliyeti 150-400 milyon dolar arasında hesaplanabilir.
* * *
3) Gelelim İstanbul Borsası'na... Merkez Bankası'nın taviz vermeden uyguladığı faiz-kur programı nedeniyle tasarrufların mecburi istikameti borsa oldu. Ancak halka açılmayı sevmeyen şirketler ve küçük yatırımcının sınırlı kaynakları ile ebedi balayı mümkün değil.
Borsanın sadece yükselmesi değil derinleşmesi dış kaynak girişine bağlı. Yabancıların Türk sermaye piyasasına girişi ise ancak kredi değerlendirme kuruluşlarının not yükseltmesiyle sağlanabilir.
Uzun süredir not artışı için nazlanan yabancı reyting kuruluşları, karar için cumhurbaşkanı seçiminin sonucunu bekliyor. Siyasi belirsizlik, not artışını ve dolayısıyla borsaya akacak milyonlarca doları önlüyor.
Paylaş