Darbe duyumu çamur değildir, el yakmalı

ANKARACUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’le yemeğinde darbe günlükleri sohbeti yapıldı mı, bilmiyorum.

Ama Nokta Dergisi, Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen bu günlükleri geçen yıl yayınladığında iddiaların Abdullah Gül’e tanıdık geldiği kesin.

6 Nisan 2007 tarihinde Milliyet Yazarı Hasan Cemal’i Başbakanlık’ta kabul eden Gül, darbe söylentileri hakkında bakın ne diyor: "İddia edilen, ortaya atılan niyetleri, gayretleri biliyoruz. Bunları basında çıkmadan önce biliyorduk. Türkiye’ye, bu ülkenin geleceğine yakışmayan niyetler... Bunlarla ilgili bilgiler, devlette bilmesi gereken yerlere bildirilmiştir. Bilmesi gerekenlerin bilgisi vardır. Zaten savcılar da gereğini yaparlar." (7 Nisan 2007, Milliyet)

Rastlantıya bakın ki, yine aynı gün bu köşede şu ifadeler yer aldı:

"Darbe günlüklerinin medyaya yansıdığı günlerde hükümetin çok önemli bir ismiyle sohbet ettik. ’Yazılanların hepsi doğru’ dedi ve ekledi: Çok yakından izledik; sağlam durmasaydık, her şey çok farklı olabilirdi." (7 Nisan 2007, Hürriyet)

Asıl korkulan neydi, darbe mi, yoksa söylentisi mi?..

Ankara’da yeniyim bilemem.

Ama yarım asrı aşan ömrümün tamamını bu ülkede geçirdiğim için... Her gün darbe ihtimali hakkında kafa yorulan zihni iklimde, yaklaşan fırtınaya şemsiye açmanın zorluğunu kabul ederim.

Lafı fazla dolaştırmaya gerek yok...

Gazeteci kimliğimle darbeye direnmeyen siyasetçiyi, hatta komutanı bile kınamak zorundayım. Ama, işimi yaparken "Aynı konumda kalsam acaba ne yapardım?" diye vicdanıma samimi olarak danışırım.

Darbelere bireysel karşı çıkış hayali kurduğum, elimden geleni yaptığım günler gençlikte kaldı.

Artık kurumsal çözüm, erken uyarı, hesap sorma sistemi peşindeyim.

O yüzden darbe iddialarının kaynağını çok önemsiyorum.

Örneğin, bu ülkede mevcut cumhurbaşkanı, eski başbakan yardımcısı Gül darbe ihtimalinden haberdar olduğunu söylüyorsa, hemen kaynağı sorulmalı. Çünkü o makama bilgi veren her kimse savcılığa da başvurmamışsa işini eksik yapmış demektir.

"Darbe girişimi oldu da demem, olmadı da" türü cümlelerin mimarı Hilmi Özkök Paşa da hakeza öyle... "Paşam o bilgi nereden geldi, neden kendine sakladın" diye sorarlar o komutana!

Ezcümle meramım şudur ki, darbe istihbaratı siyaset ve medya rekabetinde çamur niyetine kullanılamaz. Bu bilgi el yakmalı, kimse öğrenip üstüne yatmamalı.

* * *

Tekrar
başa dönersek, Abdullah Gül’ün sadece darbe konusunda değil örneğin Ümraniye bombaları konusunda da değişik tarihli açıklamaları dikkatimi çekti.

Kaynağını merak ettim. Bana, "Sayın Cumhurbaşkanı, o tarihte sadece Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı değildi. Aynı zamanda Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı’ydı. O nedenle bu tür bilgiler de önüne geliyordu. Nitekim Ümraniye bombaları konusunda, ’Sonuna kadar gidilsin’ talimatını da kendisi verdi" bilgisi aktarıldı.

Gayet makul bir açıklama.

Demek ki konumu gereği Gül’e rapor eden resmi makamlar varmış. O zaman herhalde pazartesi günü açıklanacak iddianamede de aynı bilgiler yer alacaktır.

Yanılıyor muyum, çok yakında görürüz.
Yazarın Tüm Yazıları