Paylaş
Gazeteci Uğur Dündar ve Arena ekibinin dün gece irtica kasetleriyle gündeme getirdiği Cüppeli Ahmet Hoca, orta boy bir holding patronu gibi çalışıyor... Çivi fabrikası sahibi bir işadamının oğlu, henüz 35 yaşındaki Hoca'nın mali kaynaklarının başında vakıflar geliyor:
‘‘Fatih Hak ve Hizmet Vakfı, Fetih İlim ve Hizmet Vakfı, Sosyal Eğitim Araştırma Vakfı, Rahmet Su Gıda ve Tarım Ürünleri Vakfı, Ok Çivi ve İnşaat Ürünleri Fabrikası, yüz kadar cami ve Kuran kursu.’’
(Sabah Gazetesi, 10 Mayıs 1997).
* * *
Ne var ki Cüppeli Hoca'nın asıl gelir kapısı, vaazlarını topladığı ve cemaatine göre ‘‘yok satan’’ kasetler...
Gerçek adı Ahmet Ünlü olan Hoca'nın doğal afetlerle ilgili tefsirleri anlaşılan sadece Türkiye'deki 17 Ağustos depremiyle sınırlı değil...
Bakın üç yıl kadar önce ABD'deki sel felaketini vaaz kasedinde nasıl yorumladı:
‘‘Allah geçende Amerika'yı da yerle bir etmedi mi? Onun biraz dozunu artırsa, şöyle 50 kişiyi, 100 kişiyi gebertecek yerde 1 milyarını birden gebertemez mi? Nerede o yüce Amerika, elinden ne gelir. Bu kadar aciz olduklarını görüyoruz, rabbimizin bu kadar kudret eserleri de gözümüzün önünde, iman ettiğimizi de ilan ediyoruz, bu kadar yalancılık, sahtekárlık olur mu? Allah'ın düşmanlarından korkuyoruz, o Allah'tan korkmuyoruz yahu. Nasıl Amerika'dan korkarız yahu? Kimmiş, dünyanın gávurları kimmiş yahu?’’
(Sabah Gazetesi, 12 Ağustos 1997).
* * *
Cüppeli Ahmet Hoca, kasetlerin yanı sıra takvim basarak da gelir sağlıyor... Nitekim, bir kasedinde cemaate 50-100 takvim alan din kardeşlerini örnek göstererek ‘‘Onlar Allah yolunun reklamını yapmak için mallarından feragat edebiliyorlar. Sizin neyiniz eksik’’ diye çıkışıyor. ‘‘Zenginlere sesleniyorum’’ diyen Cüppeli Ahmet, takvimin parasının hiç kimsenin cebine gitmeyeceği konusunda da Allah'ı şahit göstererek söz veriyor, yaptırdıkları külliyenin temelini atacaklarını söylüyor.
* * *
Zaten Cüppeli Ahmet Hoca'nın en büyük hayali Beykoz'daki külliye inşaatıydı. İstanbul, Beykoz Çavuşbaşı'ndaki Çengeldere Köyü'nde 20 bin kişilik cami, medrese ve Kuran kursundan oluşan ‘‘Fetih’’ isimli dev külliye için bugünkü rakamlarla trilyona yakın kaynak harcandı.
Külliye inşaatı yakınındaki Hazine'ye ait bir tepe, yer kazanmak için ikiye biçildi. SİT alanındaki kaçak külliyenin yanı sıra, bu inşaatın hemen karşısında yine Cüppeli Ahmet tarafından 40 adet süper lüks tripleks villanın inşaatı sürdü.
Hoca'nın bu külliye için nasıl para topladığına bir örnek:
‘‘Külliye için bağış yapmak isteyenler yapabilirler. Başıma bir leke geldi ki ne yapacağımı bilmiyorum. 10 Mayıs'tan 8 Haziran'a kadar yazılmış senetlerimiz var. Külliyenin durmaması için acilen 6 milyara ihtiyaç vardır. İçeridekiler dışarıdakiler, herkes yardım yapsın. Bize yönelik saldırılar arttığına göre yardımlar da artsın.’’ (Hicri yıl toplantısı vaazı, Sabah Gazetesi, 10 Mayıs 1997).
(Ne var ki bu kaçak külliye inşaatına geçen hafta el konuldu. İstanbul Defterdarlığı, binayı yıkmak yerine kullanmak yönünde karar aldı.)
* * *
Cüppeli Ahmet Hoca'nın vaazında şikáyet ettiği ‘‘artan saldırılar’’ tahmin edeceğiniz gibi medya kaynaklı...
Zaten Fatih'teki ünlü İsmail Ağa Cemaati lideri Mahmut Hoca'nın en iyi öğrencisi ve veliahtı olarak tanınan Cüppeli Ahmet Hoca, cemaatine gazete okumama ve TV izlememe telkininde bulunuyor. Buna karşılık cemaate yayın yapan özel bir TV kanalında sık sık vaaz vermekten kaçınmıyor. Daha çok Marmara çevresi, Eskişehir, Ankara civarında vaaz turnelerine çıkan Cüppeli Hoca, 1997 Ağustos ayında kısa bir süre gözaltına alındı.
* * *
Cüppenin neyi sakladığı ortada değil mi?
Paylaş