Paylaş
Cumhuriyet'i köyde temsil eden sacayağı bellidir:
Muhtar, öğretmen ve imam üçlüsü.
Sancılı Güneydoğu Anadolu bölgesinde askerlik tabii ki zordur...
Ama öğretmenlik ve imamlık da daha kolay değildir inanın...
PKK'nın öğretmenleri bölgeden kaçırtmak için uyguladığı terör hatırlardadır... Dağ başında kurşuna dizilen, koyun gibi boğazlanan gencecik öğretmenlerin anıları hálá tazedir...
Ama eğitim ordusu ölüm korkusuyla yılmadı, devletin okulları teröre yenik düşmedi.
Tıpkı camiler ve kahraman imamların Hizbullah'a pabuç bırakmadığı gibi...
Hizbullah kanlı mazisinde sık sık imamlarla karşı karşıya geldi. Camilerin Hizbullah hücre evlerine dönmesine itiraz eden her imam tehdit edildi... Bazıları kaçırıldı işkence gördü, kimileri öldürüldü.
Hatta denilebilir ki, Hizbullah'ın öncelikli hedefi Cumhuriyet'in imamlarıydı.
* * *
Tarsus Benlizade Camii'nin dört yıllık imamı iki çocuklu Ahmet Aydın (34) geçen mart başında evine gelen ve ‘‘cenazemiz var’’ diyen iki kişi tarafından kaçırıldı.
Eylemin failleri konusunda hiç kimsenin kuşkusu yoktu. Polis hemen Hizbullah zanlılarını gözaltına aldı, ilçenin bir köyünde yeraltı sığınağı buldu... Ama Ahmet Aydın'dan iz yoktu.
İmamın eşi Fatma Aydın (33) iki hafta sonra olayı kamuoyuna duyurdu:
‘‘Hizbullah örgütü elemanları eşimi sürekli sıkıştırarak, cami kapısının akşam namazından yatsı namazına kadar olan sürede açık bırakılmasını istiyorlardı. Ancak eşim yasalara aykırı olduğu için bu isteği yerine getirmedi. Cami lojmanında oturduğumuz için sık sık tartışmalarına tanık oluyordum.’’
‘‘Özellikle yaz aylarından itibaren bu tartışmalar arttı. Her defasında direnen eşime ‘Bunu yanına koymayız, aklını başına topla. Eğer böyle devam edersen seni yok ederiz' diyorlardı.’’
‘‘Eşime, bunlarla uğraşmamasını söyledim. Ancak bana ‘Bu ülkenin geleceği için bunlara karşı çıkmalıyız' diyordu. Ama işte sonunda olan oldu. Eşimin hayatından endişe ediyorum.’’
(Hürriyet Gazetesi, 21 Mart 1999)
* * *
Maalesef Fatma Aydın'ın korktuğu başına geldi... Ocak ayının sonuna doğru Tarsus'ta bulunan bir Hizbullah sığınağından imam Ahmet Aydın'ın cesedi çıktı.
Aydın'ın cenaze namazını kıldıran Tarsus İlçe Müftüsü Remzi Yavuz, cemaate sordu:
‘‘Rahmetliyi nasıl bilirdiniz? Memnun muydunuz? Ey cemaat bir de kendisine soralım. O memnun ayrıldı mı bu dünyadan? İnşallah memnun ayrılmıştır. Ondan isteğimiz, ne olur, melekler ona nasıl öldüğünü sorduğunda, rezaletimizi söylemesin. Bunu yapanlar insan, hele hele Müslüman hiç olamazlar. Ne olur bunları Hizbullah, mizbullah diye tanımlamayın. Bunlar Hizbullah olamaz.’’
(Hürriyet Gazetesi, 26 Ocak 2000)
* * *
İmam Ahmet Aydın'ı dağ başında, hain pusularda değil Tarsus Çarşısı'nda kaybettik... Şahsında Cumhuriyet rejimi tehdit altındaydı, fark edemedik, koruyamadık... Kaçırılışı ve aylarca bulunamaması değil, cesedi ve cenaze töreni büyük haber oldu, zamanında ayılamadık.
Biliyoruz, bu yazı da gecikti... Ama maksadımız Cumhuriyet'in kendisine emanet ettiği camiyi savunurken şehit düşen İmam Ahmet'in aziz anısı önünde saygıyla eğilmekten ibarettir, hoş görün.
Paylaş