CHP Lideri Deniz Baykal, seçim gecesini geçirdiği evinden dün de çıkmadı.
Yakınlarıyla yüz yüze veya telefonla temas kurdu, nabız tuttu. Açıklamasını soranlara, "Öyle dramatik olmayacak" diyerek "İstifa yok" sinyalini verdi.
Tam aksine "görevini hakkıyla yerine getirdiğini" düşünen ve partiyi yeniden harekete geçirmek isteyen Baykal’a göre CHP hiç başarısız değil, çünkü;
1) Merkez sağ çöktü: Meclis’e giren her üç parti de oyunu artırdı. Sadece AKP değil CHP ve MHP de oy kazandı, ama merkez sağ sosyolojik olarak çöktü. DP, Genç Parti ve Anavatan oylarındaki azalma tabloyu etkiledi. 2) Çankaya süreci: "Dindar Cumhurbaşkanı seçtirilmedi" söylemi muhafazakár seçmeni AKP’ye yöneltti. AKP sağın tek kutbu haline geldi. 3) Kültürel bölünme yaşandı: AKP’nin seçimde yolsuzluk organizasyonu işe yaradı. Muhtarlar eliyle yapılan TIR’lar dolusu yardım (örneğin Yalova’da) seçim sonuçlarını değiştirdi. Desteğe ihtiyaç duymadan oyunu kullanan ile ihtiyaç karşılığında oy verenler arasında kültürel bölünme yaşandı. Küresel parasal bolluk iktidara yaradı 3) Grafik yükseldi: CHP, yeniden kurulduktan sonra girdiği ilk seçimden itibaren oyunu yükseltti. Ama açıkçası Deniz Baykal, CHP’nin daha yüksek oy almasını bekliyordu. AKP’yi de 270-300 arasında tahmin ediyordu. 4) Çiller ve Yılmaz örneği: Baykal, "Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz çekildi, partileri de yok oldu" değerlendirmesini yapıyor. Kendi istifasının da CHP’ye oy kazandırmayacağını ima ediyor.
Özetle, kişisel tahminim Deniz Baykal’ın istifayı düşünmediği yönünde. Dün öğleden sonra itibarıyla CHP lideri ile DSP Genel Başkanı Zeki Sezer arasında herhangi bir temas kurulmamıştı. CHP yönetimi, "Eğer DSP’den gelenler ayrılacaksa, herhalde bize haber verirler" görüşünü taşıyor.
Selam bile yok sitemi
MHP Lideri Devlet Bahçeli, seçim gecesi zaferin tadını çıkartamadı. AKP’nin yüksek oy oranı konusunda neden bulmakta zorlandı, "Muhtemelen birden fazla faktöre bağlı" yorumunu yaptı.
Bahçeli partisinin Meclis’te "istikrar, huzur ve barış" açısından kilit konuma geldiğini vurguladı, "MHP olarak sabır göstereceğiz" ifadesini kullandı. Böylece DTP ve MHP arasında Meclis’te çatışma bekleyen Başbakan’a isim vermeden yanıt verdi. Bahçeli’nin AKP’ye dönük bir sitemi de Cumhurbaşkanı seçimi sorusuyla su üstüne çıktı. "Yeni Cumhurbaşkanı’nı AKP ile birlikte seçebilir misiniz?" sorusuna Bahçeli, "Bizden önce CHP’ye gitmeleri lazım. Bize Meclis’te selam bile vermeyeceklerini söylüyorlardı" karşılığını verdi. Ancak hemen eklemek gerekir ki, Başbakan, Bahçeli ile görüşmemizden sadece dakikalar sonra, "Seçim meydanlarında yaşanan orada kalmalı. CHP ve MHP’yi kutluyorum, kimseye kırgınlığım yok" diyerek siyasi ortamı yumuşatma gayreti gösterdi.
Gül’ün Köşk tercihi
SEÇİM sonuçları Abdullah Gül’ü zor bir kararın eşiğine getirdi. Aksi yönde çıkan tüm haberlere karşın parti mitinglerinde "Adaylığım sürüyor" ısrarını koruyan Gül, Köşk konusunda son tercihini oluşturmaya çalışıyor. AKP’nin ikinci adamı, bir yanda genç yaşta siyasete vedanın zorluğu, diğer yanda seçmen baskısı (örneğin seçim gecesi atılan ’Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ sloganları) arasında kalıyor. Çankaya sürecinin taşıdığı oyların farkında olan Tayyip Erdoğan’ın, kararı Abdullah Gül’e bıraktığı zaten biliniyor. Dolayısıyla ikilinin bugün-yarın bir araya gelerek AKP’nin Köşk adayı için son kararı vermesi bekleniyor.
Kürt oylarının anlamı
GÜNEYDOĞU’da bağımsızlarla yarışan Kürt oylarının bence iki anlamı var:
1) Kürt sorunu belki de 20 yıldır o bölgeden oy alabilen tek sistem partisi olan AKP’nin boynuna borç olarak yazıldı. Çözebilirse büyük iş başarır, beceremezse faturasını seçimde öder.
2) Artık barajın hiçbir anlamı kalmadığı ortadadır. İnsan boyundan uzun oy pusulaları bile bağımsızları önleyemiyor. Barajın en kısa zamanda kaldırılması veya adil düzeye inmesi şart.