Büyük Oyun’da Kalaşnikof ve oyuncak tabancalı yemin
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ANKARA HATIRLATALIM, Büyük Oyun İngilizler ile Ruslar arasında başladı.
Rusların Hindistan’a (sıcak denizlere) inmesi başarıyla önlendi.
İki dünya gücü arasındaki tampon devletler, Osmanlı ile İran ve Afganistan’dı.
Bu coğrafyadan geçen fay hattı enerjiyi bir devletten diğerine taşır.
Afganistan nezle olsa, İran yatağa düşer, Türkiye mutlaka ateşlenir.
* * *
İmparatorluk mirası topraklarda her mevsimin maceraperesti, çetecisi eksik olmaz.
Çeteciler ile cumhuriyetçiler arasındaki kavga Türkiye’nin kuruluş günlerine kadar dayanır.
Çeteciler Kurtuluş Savaşı’nda düzenli orduya geçişe karşı çıktı.
Meclis’i benimsemedi, son ana kadar padişaha/halifeye sadık kaldı.
Muhalefete karşı hukuk yolları yerine suikastları yeğledi.
Cumhuriyetçilerin yolu, en azından Gazi Paşa’nınki farklıydı.
Savaşın sorumluluğunu Meclis’le birlikte taşıdı.
Nihai hedefi olan Cumhuriyet’in ilanından hiç şaşmadı.
Rejim karşıtlarını mahkemede yargılayarak tasfiye etti.
* * *
Önce Berlin Duvarı yıkıldı, şimdi de Ortadoğu haritası yeniden çiziliyor. Birinci Dünya Savaşı öncesini andıran konjonktürde çete ruhunun hortlaması doğal. Ama belki de tek iyi haber, Soğuk Savaş yıllarında çetecilerin ikinci adresi olan MHP’nin bu kez kapılarını sıkı sıkı kapaması.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tavrı gayet açık. Daha geçen haftaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında kuvvacı geçinenleri açıkça eleştirdi ve partisinden dışladı.
Acaba medyaya yansıyan tabanca-bayrak skandalı yüzünden mi diye düşündüm. Ama MHP kurmayları, çoğu siyasetçi meselenin farkında bile değilken Bahçeli’nin sözde kuvvacı oluşumlara mesafe koyduğunu aktardı. Gerçekten arşivi tarayınca ortaya çıktı, bakın Bahçeli bir yıldır neler diyor:
"Milliyetçi hareket varken vatansever güçbirliğine, Kuvayı Milliye örgütlenmesine ihtiyaç var mı? Milli mücadelenin ruhu milliyetçi harekettir. Bu ruhu en iyi milliyetçiler bilir. Konya’dan emekli paşalara sesleniyorum; Ey emekli paşalar, sağda solda kendinize kapı aramayın. Gelin ve MHP’ye katılın. MHP’nin kapısı size açık." (Konya, 27 Mart 2006)
"Milli Mücadele’yi yapan zihniyet Türk milliyetçileridir. Onun adı Milliyetçi Hareket’tir. Hiç kimse kendisine bazı payeler çıkartmasın. Milliyetçi Hareket’in ismini telaffuz etmeyerek yerine bazı tarih kitaplarından, romanlardan veya fikir artıklarından yararlanarak, ülkücü hareketi aldatmaya çalışanlara da buradan cevap veriyorum; mücadelenin adına ister Kuvayı Milliye deyin, ister Milli Mücadele, isterseniz, Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk dernekleri deyiniz. Hepsinin devamı ve ruhu Milliyetçi Hareket’tir." (Çankırı, 22 Nisan 2006)
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün... Ama isterseniz Bahçeli’nin son MYK toplantısında, bayrak-tabanca-yemin olayına alaycı yaklaşımını aktarmakla yetinelim:
- Düşman Kalaşnikof’la yemin ediyor, sen plastik, oyuncak tabancaya el basarak yemin ediyorsun...
* * *
Kurmay subayın, yetiştiği ocağı sanki yok sayarak sözde kuvvacı harekete yönelmesi...
Veya tehdidin büyüklüğünü ıskalayarak, plastik tabancayla yemin etmesi gerçekten hazin.
Eski Türk Ceza Yasası’na göre "Devletin askeri ve emniyet kuvvetlerini tahkir ve tezyif edenler (aşağılayanlar)" altı yıla kadar ceza alırdı.
Bendeniz dahil binlerce kişi bu maddeden yargılandı, çoğu mahkûm oldu.
Meğer hakaretin büyüğü için sözde kuvvacıları beklemek gerekirmiş!
Dilerim MHP örnek olur, TSK mıntıka temizliğine başlar.