Paylaş
ANKARA
BÜTÇE gerçekçi tahminler manzumesidir...
Káğıt üstünde tutmayan bütçenin gerçek yaşamda hiç şansı yoktur, ama önceden planlanan ve tutarlı gözüken dengelerin bozulması riski de her zaman mevcuttur.
İki gündür Ankara'dayız ve ekonomi kurmaylarıyla temaslarımızda 2001 bütçesinin ‘‘olmazsa olmaz’’ koşullarını tespite çalıştık... Bütçe arifesinde ve Maliye Bakanı Sümer Oral'ın basın toplantısını takip eden ilk saatlerde Hazine ve Merkez Bankası'nda hafif bir tedirginlik gözledik. 2001'de öngörülen ek gelir kalemleri için zorunlu önlemlerin netlik kazanması geciktikçe İstanbul'daki mali piyasaların bütçeyi ciddiye almama eğilimine girmesinden korkan bürokratlar dün sabah saatlerinde acilen toplanan vergi zirvesi ile rahatladı...
* * *
Hazine'nin işi bu yıl daha kolay gözüküyor.
Çünkü 2001 bütçesinde gözlenen faiz tasarrufu aslında 2000 yılındaki iç borç káğıtlarının yüksek performansını yansıtıyor. İç borç stratejisinde zaten pek değişiklik beklenmiyor: Yine itfanın yüzde 75'i kadar borçlanma uygulaması sürecek. Dış borçlanmada servis kadar yeni dış kredi aranacak. Hazine 2000 bütçesi ile birlikte ortalama faiz beklentisini (yüzde 45) piyasaya duyurmuştu.
Bu yıl Hazine yönetimi faiz tahmininde bulunmak istemiyor.
Ancak önemli bir ekonomi kurmayı, şahsi beklentisini yansıtan hesabı bizimle paylaşıyor: ‘‘Reel faiz 10-12 olsa TEFE hedefine göre 23-24'lük düzey normaldir.’’
* * *
Gelelim 2001 bütçesinin ve ekonomik programın ikinci yılının ‘‘olmazsa olmaz’’ koşullarına... Tahmin edeceğiniz gibi aşağıdaki maddeler şahsen ürettiğimiz kıymetli fikirler olmayıp ekonomi yönetiminin genel eğilimini yansıtıyor...
Bakın Ankara'nın gelecek yılki yol haritası -çukurlar dahil- nasıl gözüküyor:
1) Euro'nun biraz toparlanması, dış ticaret açısından hayati önem taşıyor.
2) Petrol fiyatlarının 25 dolara yakın bir düzeye düşmesi temenni ediliyor.
3) Telekom ve enerji özelleştirmelerinden 5 milyar dolarlık gelirin bütçeye yansıması zorunlu.
4) Kamu bankalarının görev zararı kaynaklı nakit açlığıyla piyasalara girişi faize büyük baskı yapıyor. Kamu bankalarının zarar üreten yapıdan kurtarılması, yüksek faiz-yüksek enflasyon sarmalının kırılmasına da yardım edecek.
* * *
‘‘Bu iç ve dış koşullar tutarsa ne olur?’’ diye sorarsanız yanıtı, Merkez Bankası danışmanı Dani Rodrik'in analizinde gizli... Rodrik, Brezilya, Meksika ve İsrail gibi benzer içerikli istikrar programı uygulayan ülkelerde enflasyonun birbuçuk yıl içinde aylık yüzde 1 barajının altına indiği gözlemini Türk ekonomi kurmaylarına aktarıyor... Malum bizim programın birbuçuk yılı 2001 yaz aylarına rastlıyor... Dileriz çalışanların sabrı daha evvel tükenmez...
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Ben bir üniversite öğrencisi olarak ailemle tek bağım olan cep telefonumu batırılan bankaların, çalan çırpanların açığını kapatmak için kullanmayacağım. Unutmayın, bu ülkede yaşamaya çalışan ve bunun çabasını veren insanlar var ve devletin beceremediği işleri yüklenmek zorunda değiller.’’
(Ufuk Sanatçı)
Paylaş