Paylaş
BURSA
Adları Başar Gürbüz, Ömer Karahan, Şahin Sevgi... Bursa Uludağ Üniversitesi'nin öğrencileri... Kulüp faaliyetinde aktifler. Bu yıl ikinci kez Kültür, Sanat ve Spor Şenliği düzenlediler...
Gördüğümüz kadarıyla siyasi tercihleri farklı, ancak amaçları aynı. Okudukları üniversitenin imkánlarını kentle paylaşmak. 22 yaşındaki Kamu Yönetimi öğrencisi Ömer'in, sık sık ‘‘Bursa'ya müdahale edeceğiz’’ demesi bu yüzden.
Gerçekten de Bursa'daki günlük yaşama müdahaleleri var.
Örneğin geçen hafta sonu Tıp Fakültesi öğrencileri kentin yoksul bir mahallesinde sağlık taraması yapıp, 500 kişiyi muayene etti...
Tıp beşinci sınıf öğrencisi Başar Gürbüz'e takılıyoruz: ‘‘Tıpkı Patch Adams gibi, öyle mi?..’’
Aynı isimli filmde Robin Williams'ın canlandırdığı ve tüm imkánlarını yoksul hastalara vakfeden ABD'li doktorla kıyaslanmak öyle fazla heyecanlandırmıyor Başar'ı... ‘‘Daha önce’’ diyor ve ekliyor:
‘‘Ben film gelmeden yıllar önce Ege adalarından birinde benzer bir tıp fakültesinin kurulması, bir yandan felsefe, matematik okutulurken, diğer yandan hastalara bakılması üzerine bir yazı yazdım... Arkadaşlarım önce ‘Uçtu herhalde' diye baktılar. Ama filmi görünce benzerliğe şaşırdılar.’’
* * *
Öğrenciler, CHP’li Fikri Sağlar'ı, ÖDP'li Melih Pekdemir'i ve bu satırların yazarını ‘‘Politize olamayan gençlik’’ konusunu tartışmak üzere davet etti... Özetle, neden politikaya ilgi duymadıklarını bir de bizden dinlemek istediler... Kişisel olarak zamanımın büyük bölümünü ‘‘politika yapmanın’’ ne anlama geldiğini tartışmakla geçirdim... Bursa'nın yoksul mahallerinde sağlık taraması ‘‘politik dışı bir eylem’’ de, bir liderin ülke yoksullaşırken yurtdışında mal edinmesi mi politika! Tiyatroyla, müzikle, tartışmayla yaşadığın kentin yaşamına karışmak politika değil de, gece yarısı banka pazarlığı mı politika?
* * *
Ankara'nın sergilediği kolalı ve sınırlı politika sahnesi tabii ki gençlere cazip gelmiyor... Önce siyaseti hırsızlık, aldığın oya ihanet, fırıldak gibi parti değiştirmek, lidere kusursuz itaat sanatı diye satacaksın... Yetmeyecek seçim kaybeden, hırsızlık yapan liderlerin yerinden edilemeyeceğini, partinin başına bir gelenin bir daha gitmeyeceğini sayısız örnekle kanıtlayacaksın...
Sonra gençleri politikaya davet edeceksin...
Neden? Yaşlı haydutları çişe götürmek için mi?
* * *
Özel bir internet servisinin politika forumunu takip ediyorum. Yaklaşık iki ay içinde bu foruma 900'e yakın mesaj geldi. Gençler kavga-dövüş politika tartışıyor. Hiç de kibar değiller, küfür eksik olmuyor... Yani 1980 öncesindeki ağabeylerini aratmıyorlar.
Sanırım bizim kuşağın sorunu bugünkü politik tartışmaları hep 1980 öncesi formata oturtmaya çalışmak... Oysa çok fark var... Yeni kuşak tüketim toplumunun ürünü. Her konuda farklı tercihler arıyor. Ford'un T modeli gibi tek tip dayatmacı siyaset modeline yanaşmıyor. Aksine renginden kapı sayısına, vitesinden klimasına kadar belirlediği otomobili gibi, özel sorunlarına yanıt veren siyasete takılıyor.
Biraz iddialı gelebilir ama galiba gençlik politikadan uzak değil.
Sadece siyaset değişirken anlaşılan bizim kuşak yerinde saydı.
Paylaş