Enis Berberoğlu: ‘Bu’ diye göstermek ayıp

Enis BERBEROĞLU

HERHALDE gazetelerde ayrıntısını okursunuz. Türk Dil Kurumu, RTÜK'ün isteği üzerine üç TV kanalının haber metinlerinde geçen 24 bini aşkın sözcüğü taradı, en çok kullanılanların listesini çıkardı.

Listenin ilk sırasına ‘‘bu’’ sözcüğü oturdu.

Ardından sırasıyla ‘‘bir’’, ‘‘olmak’’, ‘‘ben’’, ‘‘da/de’’, ‘‘ve’’, ‘‘o’’, ‘‘demek’’, ‘‘var’’ ve ‘‘biz’’ izledi.

Televizyonlarda bu köşe gibi kurtarılmış bölgeler yoktur.

Haberler de sesli görüntülerden oluşur. O yüzden taramada öne çıkan sözcükler habercilere değil haber malzemesine aittir.

Demek ki, Türk halkı, siyasetçisi, esnafı, serbest meslek erbabı en çok ‘‘bu’’ diye göstermeyi seviyor.

* * *

Biz kafayı Türk Dil Kurumu'nun taramasına takmışken, Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi'nin Necmettin Erbakan'la ilgili kararının gerekçesi kamuoyuna duyuruldu.

Gerekçeli karardan anlaşıldığı kadarıyla Yüksek Mahkeme, Erbakan'ın altı yıl önce Bingöl'de yaptığı konuşmaya içerik analizi uyguladı.

Aşağıya aktardığımız ifade nedeniyle yasaklı liderin ‘‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’’ suçunu işlediğine kanaat getirdi:

‘‘Ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe başlarken besmeleyle başladığı halde siz geldiniz bu besmeleyi kaldırdınız. Ne koydunuz yerine? Türk'üm, doğruyum, çalışkanım. E... Sen bunu söyleyince öbür taraftan da Kürt kökenli bir Müslüman evladı, ‘Ya öyle mi. Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım' deme hakkını kazandı...’’

* * *

Başbakan Bülent Ecevit’in, şifahi bölücü Erbakan'ın hapse girmesinden memnunluk duymayacağını önceki gün hep birlikte öğrendik.

Ama Erbakan ve yüzlerce kader arkadaşını mahkûm ettiren Terörle Mücadele Kanunu'nu değiştirmek için şifahi destek yetmiyor.

Siyasi otoritenin demokrasi ayıbını temizlemesi gerekiyor.

Oysa bakıyoruz Ecevit, siyasi hassasiyetini sergilediği Erbakan vakasında hükümeti harekete geçirmek yerine CHP ve HADEP'i hedef alan suçlamalarına devam ediyor. Hem de mahkeme kararına değil, ‘‘devletin istihbarat bilgilerine’’ dayanarak...

Erbakan için mahkeme kararı yerine -haklı olarak- vicdanının sesini dinleyen Ecevit, CHP söz konusu olduğunda kendisini mahkeme sayıyor.

Bu ülkede daha fazla demokrasi için aklınıza gelen her fiyatı ödediğine yürekten inandığımız Bülent Ecevit'e eski partisini ‘‘Bu’’ diye göstermek yakışıyor mu, takdir sizlere aittir.