Paylaş
Kusura bakmayın ama bugün ne cumhurbaşkanlığı seçimine sövmek, ne de nükleer santral ihalesinden kimlerin sebepleneceğini sorgulamak içimden geliyor...
AKUT kurucu üyesi bir tek İskender Iğdır'ın onlarca Cumhurbaba, ana muhalefet lideri, bu sütunun çeteci yüzlerce müşterisinden çok daha kıymetli olduğunu fark edecek yaştayım. Ne ki İskender Iğdır'a can borcunun matbaa satırlarıyla ödenemeyeceğinin de farkındayım.
Çaresizce borçluyum.
* * *
Meslektaşımız, Atlas Dergisi Editörü İskender Iğdır, Hürriyet'in haberine göre Ağrı'ya zor yoldan tırmanmayı denedi. Nasuh Mahruki ve ekibinin 4 bin 600 metredeki halini fotoğraf filmine nakşetmeye kalkarken ayağı kaydı, uçuruma yuvarlandı.
Devlet ve sivil toplum İskender Iğdır için buluştu, seferber oldu.
Doğan Haber Ajansı'na göre sabah saatlerinde iki Sikorsky ve 100 kadar asker arama-kurtarma çalışmalarına katıldı, Doğu Beyazıt 1'inci Mekanize Tugayı'nda Haber Merkezi kuruldu. Savaş uçakları keşif uçuşu yaptı.
Eminim ki haberi TV ya da radyolarından takip eden yüzlerce deprem kurbanı, en azından dualarıyla İskender Iğdır'ın yanındaydı.
* * *
31 yaşındaki İskender Iğdır, 17 Ağustos depreminde hep yanımızdaydı. Gazeteci olarak hangi enkaza gitsek, AKUT üniformalı gençler etraftaydı.
Karşılık beklemediler, teşekkürü bile kabul etmediler.
Sevimli hayaletler gibi bir göründüler, bir kayboldular.
İskender Iğdır o yüzden hepimize bu kadar tanıdık geliyordu.
Ona can borcumuz vardı.
Keşke kurtulsaydı, yaşasaydı, aramızda olsaydı... Keşke Türkiye Cumhuriyeti İskender Iğdır'a can borcunu ödeme fırsatını bulsaydı.
Paylaş