Bir caddeden 8 kez çöp toplanan kent

DİYARBAKIR
DIŞARISI gölgede 45 derece. Hürriyet treninde klimalar fayrap, suhunet solunabilir düzeyde... Fikret Ercan, Yalçın Doğan, Ayça Aktan, Cengiz Semercioğlu, Temuçin Tüzecan ve yazar Latife Tekin ile birlikte DTP heyetini ağırlıyoruz.

Latife Tekin, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e geçen yılki gözlemini anlatıyor:

- Benüsen’de çocuklarla konuşmaya gittim. Ama kokudan taksiden inemedim. Dönüşte iki gün depresyona girdim.

Baydemir bu eleştiriyi açık yüreklilikle kabulleniyor:

- Latife Hanım bizim açık yaramızı görmüş, görmüş ve onun da canı yanmış.

Ardından Diyarbakır gerçeği süssüz, çıplak rakamlarla gezici yazı işleri masamıza geliyor:

"Biliyor musunuz Fatih Caddesi’nde (Bağlar Mahallesi) bir günde 8 kez çöp topladığımız oluyor."

Diyarbakır’ın belediye tecrübesi yüksek DTP’li vekili Gülten Kışanak ekliyor:

"Öyle ki zabıtayı 15 gün çöp nöbetine çıkarttık. Elinde çöple geleni geri çevirdik. ’Saat 8’de toplanacak’ dedik. Ama nöbeti bırakınca yine çöp dağları belirdi karşımızda..."

Belli ki kent yaşamına uyumda ciddi sorun var Diyarbakır’da.

Nitekim rakamlar sadece merkez nüfusun bile son 15 yılda üç katına çıktığını gösteriyor.

Avrupa Birliği’nden sağlanan 10 milyon Euro, kırsaldan göçen ailelerin kente uyumu için harcanıyor.

* * *

Tabii ki her uyum sorunu çöp toplama saatine cehalet isyanı kadar masum sayılmaz.

DTP’nin yeni başkanı gözüyle bakılan Ahmet Türk, Şırnaklı bir baba oğulun sade dramını yansıtıyor:

- Diyarbakır’da bir göz evde hanımı ve altı çocuğuyla yaşıyor. Büyük oğlan köyünü soruyor. Baba anlatıyor. ’Tarlamız vardı, hayvanımız vardı, ağacımız vardı’ diye. Oğul bileniyor, çünkü Diyarbakır’a her şeylerini bırakıp göçmüşler.

Sohbet tam siyaset kulvarına dökülecek iken Yalçın Doğan ustaca laf sokuşturuyor:

- Sayın Başkan iyi de neden bu bölgede hep 6, 8, 10 çocuk var.

Ahmet Türk bıyık altından gülüyor:

- Kürt nüfusunu çoğunluğa getirmek için mi diye soruyorsan, inan değil.

Sonra ciddileşiyor: "Bugünkü aklım olsa ben de 6 çocuk yapmazdım."

Kuşak farkı kısa bir masa başı anketinde bu ruh halini teyit ediyor.

Baydemir’in 2, Selahattin Demirtaş’ın 2, Gülten Kışanak’ın 1 çocuğu var.

* * *

Yine de Diyarbakır nüfusunun yüzde 47’si 14 yaş altında...

Genç nüfus, eğitim ve daha da önemlisi iş bekliyor.

Osman Baydemir her ay halk günlerinde sorun dinliyor, "Yüzde 95’i iş istiyor" diyor.

Bağlar Belediyesi’nin son araştırmasına göre töre cinayeti sayısı bölge genelinde 4’e kadar indi.

Ama bölgede ezilen kadınların yerini çocuklar almış gibi. O yüzden DTP’liler, Hürriyet treninde tek bir ağızdan "çocuk hakları" konusuna dikkati çekiyor.

* * *

Hürriyet treninde öğleden sonraki konuğumuz Tarım Bakanı Mehdi Eker... Trene Diyarbakır milletvekilleriyle birlikte biniyor. Zaten AKP’nin geçmiş iktidarlardan farkı bu tabloda. Kentten seçilenler, kenti terk etmiyor.

Bakan Bey, bize uğramadan kent için önemli bir projeyi açıklamış. Bağcılık canlandırılacak.

Diyarbakır’ın artık tarih kitaplarında kalmış merzune üzümü yeniden sofralara dönecek.

Bakan Eker’in bir de temennisi, hatta uyarısı var, aktaralım:

- Lütfen bu kente hak etmediği sıfatlar yakıştırmayalım. Boş yere tehlikeli demeyelim. Diyarbakır’a gelen önce bilmediğinden ağlar, sonra bura insanını tanır, bırakıp giderken yine ağlar.

Temuçin’i ve trende doğum gününü kutlamaya hazırlanan maskotumuz Ütay’ı bırakıp havaalanına yollanırken...

Düşündüm de galiba Bakan Bey haklı.
Yazarın Tüm Yazıları