Enis Berberoğlu: Bilin bakalım bu başkan kim

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Tasavvur edin ki ülkenin ikinci kez seçilen cumhurbaşkanı, Washington Post Gazetesi için kaleme aldığı makalesine şu cümlelerle başlıyor:

‘‘Rakiplerim ve bazı Batılı gözlemciler, seçimi medya sayesinde kazandığımı ileri sürüyor. Kimse seçim sonuçlarını halkın politik ve ekonomik reformların hızlandırılması isteğiyle izah etmeyi denemiyor. Oysa halkım yeniden totaliter mazinin karanlığına dönmek istemiyor. NATO üyeliği istiyor.’’

* * *

İlk paragrafın son satırına kadar aklınıza kim geldi bilmiyoruz ama makalesinden alıntı yaptığımız politikacı Ukrayna'nın geçen kasım ayında ikinci kez aynı göreve seçilen Cumhurbaşkanı Leonid Kuchma'dır.

Ülkesini Avrupa Birliği ve NATO'ya sokmaya uğraşan Kuchma'nın makalesi 8 Aralık günü yayımlandı. Ama Helsinki Zirvesi'nde bir araya gelen Avrupalı liderleri iknaya yetmedi... Türkiye'nin Avrupa adaylığını manşetlerine taşıyan yabancı gazetelerde yer alan küçük bir haber dikkatlerden kaçtı:

‘‘Avrupa Birliği cumartesi günü eski Sovyet Cumhuriyetlerinden Ukrayna için yeni strateji belirledi. Buna göre önümüzdeki dört yılda Ukrayna ile ilişkiler geliştirilecek. Ancak AB Ukrayna'ya adaylık önerisine yanaşmıyor.’’ (Reuters Haber Ajansı, 9 Aralık 1999)

* * *

Ukrayna'nın kibar ve fakat kesin dille kapıda bırakılmasıyla birlikte Helsinki'de oluşan yeni Avrupa haritasını gözlerinizin önünde canlandırmaya çalışın... Üçü Baltık, 7 eski Doğu Avrupa Cumhuriyeti'ni bu haritaya yerleştirin. Karşınıza Rusya'yı çevreleyen Avrupalı bir kuşak çıkacak. Tek eksiği, istisnası Ukrayna olacak.

Ukrayna Sovyetler'in çöküşünden sonra Batılı strateji uzmanlarını çok uğraştırdı... Geniş nükleer cephaneliği ve Karadeniz filosu ile Moskova'ya karşı alternatif bir güç, hatta tampon olarak görüldü.

Öyle ki, ABD ve AB ortak zirvesinde 55 milyon nüfuslu Ukrayna'nın geleceği önemli bir gündem maddesiydi. Rusya'nın olası yayılmacı planlarına karşı Ukrayna ve Türkiye ekseninde güçlü işbirliği öngörüldü.

Ama sonuçta Müslüman ve topraklarının büyük bölümü Anadolu'da olan Türkiye Avrupa adayı ilan edildi, ortodoks Ukrayna'nın isteği geri çevrildi...

* * *

Türkiye'yi kabul edip Ukrayna'yı reddeden mantığın ekonomik tercümesi kolay... Türkiye hızla gelişen ve büyüyen bir pazar, dahası Türk Cumhuriyetleri için zıplama tahtası... Ukrayna ise söz verdiği reformları bir türlü gerçekleştiremeyen, ekonomisi mafya ipoteğinde kalan, kafalarda ‘‘İkinci Rusya batağı’’ izlenimini uyandıran bir ülke...

Ama bizce Avrupa'nın seçimi sadece ekonomik değil... Hatta esasen siyasi... Türkiye Soğuk Savaş günlerinden bu yana Batı'nın sadık müttefiki. Rusya'nın Orta Asya'daki, enerji güzergáhındaki düşmanı demesek bile rakibi...

Oysa Ukrayna Yeni Dünya Düzeni'nde henüz yolunu ve yerini bulabilmiş değil. Örneğin Leonid Kuchma yeniden seçildikten hemen sonra önce Brüksel'i ziyaret ederek Avrupa Birliği ile ilişkilere verdiği önemi göstermek istedi. Ama Brüksel'den dönüş yolunda Moskova'ya uğrayarak Rusya'dan kopamadığını kanıtladı... Bu ezeli çelişki Ukrayna'yı Avrupa Kulubü yeterlilik sınavında başarısız kılmaya yetti de arttı bile...

* * *

Bütün bunları ve Ukrayna'nın öyküsünü neden yazdık diye sorarsanız...

Aman Avrupa'ya adaylığımızı azımsamayalım diye...

Yazarın Tüm Yazıları