Paylaş
Bakmayın siz Yalçın Özbey meselesinin gizli kamera şakasına dönmesine... Bu kez oldukça ilerleme kaydettik...
En azından Alman Interpolü'nün ‘‘Yalçın Özbey'i istiyor musunuz?’’ yazısı ele geçirildi. Belki ve kısmetse, sefere sıra Yalçın Özbey'in naçiz bedeni de gelir. Şaka bir yana Gazeteci Mehmet Güç olmasa Almanya'nın Yalçın Özbey konusundaki karanlık politikasının bir kez daha teyidi mümkün değildi. Anlaşılan Alman devleti, birinci derecede tanık olarak koruduğu Yalçın Özbey'i yine gözden çıkaramadı.
* * *
Yalçın Özbey ile Alman istihbarat makamlarının dostluğu oldukça eskiye dayanır. 12 Eylül'den sonra Almanya'ya kaçan Özbey, 1983 yılında iki sahte pasaport, sahte belgeler ve mühürlerle yakalandı, fakat her ne hikmetse birkaç ay sonra özgürlüğüne kavuştu.
Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı'ya göre Yalçın Özbey, Almanlar tarafından kendisi ve Oral Çelik'le buluşmak, ifadelerini ‘‘Papa suikastı KGB'nin işi’’ diye değiştirmeye ikna amacıyla serbest bırakılmıştı. Araştırmacı yazar Jean Marie Stoerkel'in ‘‘Saint Pierre'in Kurtları’’ kitabında Çatlı'nın Yalçın Özbey'le Roma mahkemesindeki yüzleşmesi aktarılır:
‘‘Çatlı soğukkanlığını kaybetmeden devam ediyordu:
- Dosyada var. Sorgu yargıcı Martella Almanya'ya gidip Özbey'in açıklamalarını banda aldı. Sonra da Özbey, Çelik'i bulmak için Paris'te her yeri aradı.
Çatlı, Özbey'e doğru döndü, onun aracılığıyla Çelik'e Bulgar bağlantısını doğrulaması halinde 500 bin dolar ve koruma önerildiğini, Özbey'i tanık göstererek anlattı.
Özbey'den bunun doğru olup olmadığını sordu.
Sehpadaki bir idam mahkûmu gibi mikrofona uzanan Özbey, Alman BKA'nın talebi üzerine Çelik'le Paris'te temas ettiğini doğruladı, ama başka bir şey söylemedi.
Buna aldırmayan Çatlı şöyle devam etti:
- Belki de bu olayı şimdi doğrulamak istemiyorsun, çünkü başına geleceklerden korkuyorsun. Çelik'le ben bunu kabul etmedik, çünkü kullanılmak istendiğimizi anladık. Biz gizli servislerin iplerini tuttuğu kuklalar değiliz.
Israrlara rağmen sessizliğini sürdüren Özbey sonunda şunları mırıldanabildi:
- Çatlı'nın bütün söyledikleri doğru... Başka bir şey diyemeyeceğim. Korkuyorum.’’
* * *
Yalçın Özbey ikinci kez, 1 Şubat 1994 tarihinde, bu kez uyuşturucuyla yakalandığı için Alman cezaevine düştü. Türkiye ertesi yıl Özbey'i istedi ama alamadı... Almanya'dan gelen resmi yazıdaki gerekçe ilginçti. Özbey'e Alman yasalarında ‘‘Birinci Derecede Şahit’’ diye geçen ‘‘Kronzeuge’’ statüsü tanınmıştı. İngiliz hukukundan ithal bu statü öyle herkese kolayca bağışlanmıyor. Suçlunun bu programa alınabilmesi için, verdiği bilgilerle,
1) Bir terör suçunun önlenmesi,
2) Eski tarihli suçun aydınlatılması,
3) Terör eylemi failinin yakalanması gerekiyor.
* * *
Yalçın Özbey ile Berlin arasındaki bu işbirliği sürdükçe Özbey'in belgesi yakalanır, kendisi serbest gezer.
Susurluk yıldönümü hayırlı olsun...
Paylaş