Paylaş
NAMUSLU yöneticiye hasret milletimizin batık banka zararlarının telafisi için umudunu Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'e bağlaması doğaldır. Ne var ki Zekeriya Temizel'in icraat sınırlarını belirleyen hukuki ve dönemsel koşulların peşinen bilinmesi muhtemel hayal kırıklıkları için zorunludur.
Önce kötü haberden başlayalım isterseniz...
Zekeriya Temizel'in büyük ihtimalle bu hafta içinde kamuoyuna açıklayacağı eylem planıyla satışa çıkaracağı sekiz+yeni iki batık bankadan ciddi bir gelir beklenmesi abestir... Çünkü;
1) Mali sektör, 1998 krizinden bu yana eski güzel günlerini unuttu. Desenflasyon programı faiz ve kárları düşürdü. Sağlıklı orta ve küçük boy bankalar birleşerek, yabancı ortak bularak ayakta kalmaya çalışıyor.
2) Siyasi otoriteden bağımsız Üst Kurul hırsız ve uğursuzun gözünü korkuttu. Eskiden ‘‘Nasıl olsa içini boşaltıp kat kat fazlasını kazanırım’’ mantığıyla ihaleye katılıp fiyatı uçuranlar artık hevesini yitirdi.
* * *
İş dünyasının batık bankalardan ne tür ders çıkardığını anlamak için Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin'i dinlemek yeterli...
Kemal Şahin, holding olarak üç yıl önce Sümerbank'ın özelleştirilmesi ihalesine katıldıklarını, 80 milyon dolar fiyat verdiklerini ve aynı bankaya 120 milyon dolar veren grubun ihaleyi kazandığını hatırlattı.
Sümerbank gibi Etibank'ın da ihalede değerinin üzerinde fiyatla satıldığını öne süren Şahin, ‘‘Türkiye'de özelleşen bankalar değerinin çok üzerinde satılıyor. Bankayı işletmek için değil, bankaların içini boşaltmak, soymak için alıyorlar. Biz bu amaçla çalışmayacağımızdan, değeri neyse onu telaffuz ederiz. Banka ihalesini kazanmamış olmaktan bugün kendi adıma seviniyorum’’ dedi.
* * *
Madem ki banka satışından fazla umut yok, o zaman para nereden gelecek... Dün de bu köşede anlatmaya çalıştık. Batık bankalarda peşine düşülmesi gereken ilk hesaplar, eski patronların kullandıkları kredilerdir.
Tablodan da anlaşılacağı gibi Fon'a geçen yıl devredilen beş batık bankadaki grup riski bir katrilyona yakındır. Üstüne bir de yeni batan iki bankadaki patron kredilerini ekleyin, alın size hazır kaynak...
Ancak bu işin kolay olacağını sanmayın...
Çamura yatacaklar, ellerindeki her silahla-medya dahil-çamur atacaklar.
Zekeriya Temizel'e yardım etmek istiyorsanız, ‘‘Neden Fon'daki bankalara az para ödenecek?’’ sorusuna kafa yormak yerine, ‘‘Bankaları batıranlar ne kadar ödeyecek?’’ diye kamuoyu yaratılmasına yardım edin...
Hem paranızı, hem de ülkenizi düşünün...
KİM, KAÇ PARA ALDI?
Banka adı Grup Riski
Yurtbank 321 trilyon TL
Sümerbank 61 trilyon TL
Egebank 186 trilyon TL
Yaşarbank 40 trilyon TL
Esbank 189 trilyon TL
TOPLAM: 797 trilyon TL
(Kaynak: Nail Bulut, Aydınlık Dergisi)
Sadece rastlantı mı?
Etibank'a el konulmadan bir hafta önce yani 20 Ekim 2000 Cuma günü Sabah Yayıncılık İMKB'de 3 bin 250 TL'den kapandı. Sabah Pazarlama'nın fiyatı 2 bin 75 TL düzeyindeydi. İşadamı Turgay Ciner'in ortaklığının açıklanmasıyla birlikte her iki senet de haftaya tavan yaparak başladı. İzleyen dört iş gününde Sabah Yayıncılık yüzde 46'lık artışla 4 bin 750 TL'ye çıktı, Sabah Pazarlama'nın fiyatı beş iş gününde yüzde 85 yükselerek 3 bin 850 TL'yi buldu. Ne var ki Sabah Yayıncılık hemen ardından 4 bin 750 TL'den 3 bin 650 TL'ye indi. Üstelik bu düşüşte tarihi bir işlem rekoru kırdı.
Borsa'da fiyat hareketleri normaldir... Ne var ki bildiğimiz kadarıyla olağanüstü fiyat hareketleri incelenir... Sabah tahtalarında gözlenen olağanüstü iniş-çıkışların bankalar operasyonunun hemen öncesine denk düşmesi sadece rastlantı mıdır? SPK ve İMKB herhalde bu sorunun yanıtını kamuoyu ile paylaşacaktır.
Paylaş