Paylaş
ŞAMAR oğlanına dönen ekonomik program yüzünden inecek kepenkleri, işsiz kalacakları düşünmesek, kara mizah malzemesi hazır.
Mesela, MGK kavgasında havada uçuşan Anayasa, çağrışımlara açık...
Ekonomi kurmaylarının kafasına küllük fırlatılması (1994 ekonomik krizi sırasında) geleneğine sahip bu ülkede artık sürahi veya bardak yerine Anayasa kullanılması sizce hukukun karşı devrimi olarak algılanabilir mi?
Veya Anayasa'yı en az bir kez delmekle maruf merhum Turgut Özal'ın ‘‘kısa Anayasa’’ ısrarı neye yorulmalı...
Vizyonuyla meşhur merhum Anayasa'yı kısaltıp ve dolayısıyla hafifleterek başına geleceğe (çarpacağa) karşı önlem mi arıyordu?
Şaka bir yana, bize sorarsanız, bu ülkede son iki gündür yaşanan, başına hukuk düşen siyasetin hazin öyküsüdür...
* * *
Son 20 yılda bu ülkede hukuk güçleri mevzi kaybederken, siyaset yasal sınırları çiğnemeyi alışkanlık edindi.
Siyasetin en belirgin üç eksenini sayarsak...
1) Politika ve politikacının mali kaynakları karanlık ve çoğunlukla kirli...
Bakınız temsili resim 1: Başbuğ Türkeş'in gizli serveti...
2) Hükümetlerin icraatı giderek artan sıklıkta hukuk duvarına çarpar hale geldi. Son 20 yılda hukuka uygun düşen üst düzey atama, özelleştirme, ihale, parti icraatı sayısı herhalde iki elin parmağını doldurmaz.
Bakınız temsili resim 2: Cumhurbaşkanı ve hükümet arasında patlak veren mürteci memur ve kamu bankaları kararnameleri kavgası...
3) İlginçtir, yürütme organı hükümetler, çoğu kez icraata dar gelen yasaları (hatta belki de Anayasa'yı) değiştirmek için yasama organına (TBMM) başvurmak yerine eşkıyalığı seçti. Yasama ve yargıyı tehdit veya baskıyla sindirip yasadışılığa geçit aradı.
Bakınız temsili resim 3: DYP milletvekilinin ölümüne yol açan TBMM iç tüzük değişikliği, Başbakan Bülent Ecevit'in DGM Savcısı'nı suçlaması...
* * *
Çankaya'daki ağır ceza reisinin politik kirliliğe, siyasetçinin hukuka tasallutuna itirazı var. Politik icraat, nedenleri ve sonuçları itibarıyla yasal sınırlar içinde kalsın istiyor.
Tıpkı sizin gibi, tıpkı benim gibi.
Hepimizin desteğini alması bu yüzden.
Destek dedik de... Dün gelen onlarca elektronik postadan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i haksız bulan tek metni Karşı Görüş köşemize aldık... (Diğerlerini merak edene yollayabiliriz.)
Elektronik postayı ve faksları okudukça anladık ki:
Hukuk adamı, kıdemli politikacıya karşı siyaseten galip... Dolayısıyla bu işin siyasi faturası da yakında kesilir.
* * *
Sezer seçildiğinde ‘‘Hukuka iadei itibar’’ saydık, gülüp geçenler çoğunluktaydı. İlk birkaç icraatından ‘‘hukukun karşı devrimi’’ kokusunu aldık, teşhisimiz abartılı bulundu. ‘‘Yolsuzluk kavgası büyüyecek’’ dediğimizde kulak asılmadı. Bu kez iddiamız daha büyük.
Hukuk siyaseten kelle alacak...
Bakalım kiminkini?
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Ne demek Cumhurbaşkanı, Başbakan'a kitap atmış. Kendinizi kaybettiniz beyefendi! Adam seçimle gelmiş oraya, öteki ATANMIŞ. Aslında refleks olan kendi egonuzu kurtarmanız. Baştan bir kere hasta olmuşsunuz hukukçu Cumhurbaşkanı'nıza, adam ne yapsa haklı. Değil mi? Halkı da arkasına aldı.’’
(Burak Bayramlı)
Paylaş