Enis Berberoğlu: Bakalım bu kez ne bahane uyduracaklar?

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

AYLARDIR bu köşede savunduğumuz tezin ilk sınavı bugün...

Hatırlarsanız diyoruz ki; Türkiye 1999 yılını Avrupa ile ekonomik ve siyasi entegrasyon açısından hayati iki adımla tamamladı: Helsinki ve IMF destekli üç yıllık ekonomik program...

Yılbaşından itibaren tüm gelişmeleri bu iki eksende yorumlamaya çalıştık. Düşünce ve ifade özgürlüğü, idam cezasının kaldırılması, Kürtçe eğitim ve TV hakkı, MGK'nın konumu artık Türkiye'nin iç meselesi sayılmaz deyince tepki aldık. Telekom özelleştirmesi, kamu bankalarının satışı, tarım birliklerinin özerkleştirmesinde ısrar edince fazla hayalci, memur ve işçiye ileriye endeksli zamma karşı çıkmayınca insafsız bulunduk.

Oysa tüm bu saydıklarımız Avrupa'ya yol haritasıydı.

* * *

Avrupalı sayılmanın ölçüsü iki dilde kokteyl siparişi vermek değildir. Bu kadarıyla yetinenler buyursun yurtdışındaki malikanelerine taşınsınlar. Ama şahısların değil Türkiye'nin Avrupa kulübüne girmesini gerçekten isteyenler, önce Avrupa değerlerini bu ülkede de geçer akçe kılmak için kavga vermek zorundadırlar.

Avrupa'nın eşiği bellidir. Avrupalı olmak isteyen adam asamaz...

Avrupalı olmak isteyen, düşünce ve ifadesi yüzünden kimseyi hele eski bir başbakanı hapse atamaz. Başka bir dilde eğitim ve TV hakkını bırakın engellemeyi tartışamaz bile. Avrupalı olmak isteyen, yüzde 60-90 arasında seyreden enflasyonla yabancı yatırımcı bekleyemez. Seçim meydanında ‘‘Kaç lira taban fiyatı veriyorlarsa beş bin lira fazlasını vereceğim’’ diyen politika bezirgánını baş tacı edemez. Her batan bankada çıkan kamu kredilerini görmezden gelemez. Aksi halde sadece Avrupa'ya değil bu ülkedeki insanca yaşama da düşmandır, boş verin gitsin.

* * *

Özetle ve gazete haberlerine göre, Avrupa bizden özgürlük ve refah hayallerimizden fazlasını beklemiyor. Bölünme paranoyasını kaşıyacak ifade tarzından özenle kaçınıyor. Kıbrıs ve Ege konusunda da aynı hassasiyet korunursa önümüze konulacak metne itirazın álemi kalmayacak.

Ama yine de eminiz ki bugün bazı çatlak sesler duyulacak.

Kamu bankalarını dolandıranlar, kan üzerine siyaset yapanlar, enflasyon lobisinin mümtaz üyeleri, yani bu bozuk düzenden sebeplenenler aslında Avrupa'ya değil Avrupalı gibi yaşamamıza engel olabilmek için mutlaka bir bahane uyduracaklar. Merakla bekliyoruz, bakalım bu kez ne bulacaklar?

Yazarın Tüm Yazıları