ANKARA AKP’nin Diyarbakır Büyükşehir adayları içinde siyaseten daha tanıdık isimler vardı. Avukat Ömer Serdar Kaplan ve AKP Milletvekili Abdurrahman Kurt gibi... Ama Başbakan bir işadamını, Kutbettin Arzu’yu seçti.
Daha birbuçuk yıl önce AKP’den milletvekili seçilen Arzu, yeniden kolları sıvadı.
Adaylık dedikodusu ilk çıktığında, hafta başında Kutbettin Bey’i aradım, sordum.
İhtimali yalanlamadı, ama Başbakan’ın kararı konusunda emin değildi, isteksiz konuştu.
Dün Trabzon’daki tanıtım töreni öncesinde aradığımda coşkulu ve kararlıydı.
Ama Kutbettin Arzu’yu tarif eden sloganı Diyarbakır İl Başkanı Ahmet Öcal buldu:
"İşin, aşın, projenin... Diyarbakır’ın ihtiyaç duyduklarının yarattığı aday..."
AKP’nin Kutbettin Arzu ismiyle Diyarbakır seçmenine vermek istediği mesaj açık.
"Kazanırsak, kente iş ve aş yaratacak yatırım gelecek, refah artacak."
Dahası, Kutbettin Arzu çoğu yerel işadamı gibi Kuzey Irak’la yakından ilgili. Erbil’i komşu kapısı yapan Arzu ve işadamı arkadaşları... Türkiye’nin PKK’yı dışlamak için Kuzey Irak’la yakınlaşma açılımının iktisadi ayağını temsil ediyor.
Dolayısıyla yörede önemsenen, sayılan Barzani ve Talabani’nin desteği kesin gibi.
Peki AKP’nin Diyarbakır’da seçimi kazanma şansı nedir? Bilmiyorum, Kutbettin Arzu’nun eski başkanı olduğu Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki son seçim fikir verebilir mi?
Arzu’nun (=AKP) desteklediği başkan Mehmet Kaya, önceki günkü seçimi kaybetti. Diyarbakırlı işadamlarının yeni başkanı, muhalefeti (=DTP) arkasına alan DP İl Başkanı Galip Ensarioğlu oldu.
Başbuğ’un B planı
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, göreve ilk geldiği günlerde radikal bir karar aldı. O güne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin faaliyetlerini izlemek üzere davet edilmeyen... Hatta bırakın karargáha girebilmeyi, telefonla dahi sorularına yanıt verilmeyen, kısaca muhatap alınmayan iki gazeteyi "akredite etti".
İlker Başbuğ’un medya ile ilk buluşmasına bu iki gazete ile aynı grubun TV kanalları da katıldı.
Çok tartışılan askeri akreditasyonun genişlemesi, esnemesi tabii ki ilgi çekti, haber ve yorum konusu oldu. Ama eşanlı olarak başlatılan başka bir girişime pek dikkat edilmedi.
Genelkurmay, akreditasyonu haklı olarak eleştiren basın meslek kuruluşlarına çağrıda bulundu. "Biz akreditasyonu genişletiyoruz, ama hakkımız çiğnenirse gereğini yapmanızı bekliyoruz" mesajını verdi.
Ve işte o gün geldi çattı. Başbuğ’un B planı devreye girdi. Daha birkaç ay önce Genelkurmay tarafından akredite edilen... Geçenlerde intihar eden devlet madalyalı Albay Abdülkerim Kırca ile ilgili bir itirafçının iddialarına geniş yer veren, yayın yapan gazete için asker, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Basın Konseyi’ne şikáyet başvurusu yaptı. Eğer bu iki kuruluş, gazetenin yayınlarını yanlı ve haksız bulursa... Belki mesele yeniden akreditasyon iptaline kadar gidebilir. Bu açıdan bakıldığında Genelkurmay’ın girişimi, önceden haberli, haklı ve doğrudur.
Ve fakat ne yazık ki eksiktir. Çünkü hálá akreditasyon yasağı uygulanan gazete/TV kanalları vardır.
Eğer Genelkurmay medyada haksızlığa uğradığını düşündüğünde basın meslek kuruluşlarına başvuruyorsa... Akreditasyon haksızlığı konusunda yine aynı merkezden gelen seslere de kulak vermelidir.