Enis Berberoğlu: Akla ilk gelen

Enis BERBEROĞLU

MATBUATIN Beyaz Enerji merakı azaldığından gazetelere pek yansımadı... Aksu Enerji vurgununa adı karıştığı gerekçesiyle Teftiş Kurulu'nun görevden alınmasını önerdiği ve geçen hafta istifa eden Enerji İşleri Genel Müdür Eski Yardımcısı Yavuz Gürsoy DGM Savcısı Talat Şalk'ın istemiyle gözaltına alındı, sorgulanıyor. Mesele yargıya intikal ettiğine göre bizim söyleyecek lafımız kalmıyor.

***

Size bu son gelişmeyi aktarırken mesleğimin temel işlevini bir kez daha düşündüm... Sahi nedir benim işim?

Sizlere kendimi beğendirmek mi, bence değil... Yoksa patronumun kıymetli fikir ve hislerine tercüman olmak mı, hiç sanmam...

Çünkü bizim işimiz gerçekle... Ve gerçek her zaman sevimli değildir.

Dolayısıyla maaşımı kazanmak için elimden tek gelen işimi yapmaktır... Ama iyi yapmaktır. Üstelik gerçeğin peşinde koşmanın hálá işe yaradığına geçen hafta Enerji İşleri'nin eski bürokratları, ben ve siz ortaklaşa bir kez daha tanıklık etmedik mi?

***

Bu uzun girizgáhı hoş görün... Lafı bağlayacağım konu gazetecilik tekniklerinin sınandığı sıcak bir gündem maddesidir...

Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın ölüm haberini duyduğum an, ‘‘Hizbullah'ın işi’’ diye düşündüm... Sanıyorum bu tahminde yalnız kalmadım ki, gazeteler benzer manşetlerle çıktı... Ama sonra farklı sesler duyuldu...

İstanbul Emniyet Müdürü Kazım Abanoz, 30 yıllık meslek hayatında böyle organize bir eylem görmediğini söyledi... Ordu Valisi (eski İstanbul Emniyet Müdürü) Kemal Yazıcıoğlu, ‘‘Hizbullah taşeron’’ dedi.

Nihayet İçişleri Bakanı Sadettin Tantan Diyarbakır'da gazetecilerin sorusu üzerine ‘‘Hizbullah demedik’’ açıklamasını yaptı.

***

Hizbullah, Gaffar Okkan suikastında -polis tabiriyle- olağan şüphelidir... Hatta akla ilk gelen örgüt olması da doğaldır...

Ne var ki, gerek bakanın gerekse istihbarat/terör deneyimine sahip polis şeflerinin bu kısa kontak mantığa itirazları olduğu da bellidir...

Çünkü ellerinde bu iddiaya kesin kanıtlar yoktur. Ayrıca bu mantık sürecinin diplomatik sonuçları da vardır. Başta İran olmak üzere bölge ülkeleriyle ilişkilerin gerilmesi gibi...

***

Demek ki Gaffar Okkan'ın katil zanlıları arasında ilk sırayı Hizbullah'ın alması başka meseledir, Hizbullah şüphesiyle yeni bir sürecin tetiklenmesi ayrı konudur...

Olağan şüpheliler kullanılarak kamuoyu oluşturma taktikleri Gordon Thomas'ın yazdığı ‘‘Gideon'un Casusları’’ isimli kitapta sıralanıyor. Yerimiz kalmadığı için örnekler yarına...

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Sınır kapılarımızdan her türlü melanet bu ülkeye girmektedir. Gümrük yetkilileri de, ne yapalım balıkların altında kırmızı et varmış bilemiyoruz veya mazot deposunun içini x-ray ile dahi göremiyoruz, diyorlar. Ancak ihbar olduğu takdirde bulabiliyorlar. Ben güvenlik x-ray sistemleri konusunda faaliyet gösteren bir şirketin müdürüyüm. Gümrük Müsteşarlığı'na bir yıl önce yabancı uzmanların da katılımıyla brifing verdik. Değil mazot deposunun içini görmek TIR motorunun içindeki krank mili, piston kolu, pistonu görebiliyoruz. Gümrük Müsteşarlığı neredeyse üç dört yıldır kamyon taramak üzere x-ray sistemi satın almak istiyorsa da bir türlü bürokratik zorlukları aşıp bu işi gerçekleştiremedi. Ama her gün bu memlekete her türlü silah ve kanundışı kaçak mal giriyor.’’ (Ahmet Akkartal)