Enis Berberoğlu: Ailenizin teröristi işbaşında






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

KİMSE kusura bakmasın, etnik kökenine veya haklı bulduğu davasına hakaret saymasın... Ama kentin ortasında beş yıldızlı otel basıp müşterilerine 12 saat kan kusturmak her dilde ‘‘terör eylemi’’ sayılır. Ancak iğneyi Çeçen eylemcilere, çuvaldızı Türkiye Cumhuriyeti'nin son on yıllık politikasına saklamak zorunludur. Çünkü Çeçenleri Avrasya Feribotu'ndan Swissotel lobisine taşıyan, Rusya'nın Kafkas işgali kadar Türkiye'nin bu eylemler karşısında aldığı hoşgörülü tavırdır.

* * *

Türkiye'nin 1990'lı yıllarda beşeri ve mali kaynaklarının tümünü Güneydoğu'daki ayrılıkçı teröre ayırması, diğer tehdit odaklarını gözden sakladı. Örneğin, Kafkasya'daki yeni siyasi oluşumların Türkiye'deki izdüşümüne pek dikkat edilmedi. Kafkas kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sınır ötesi eylemlerine sempatiyle bakıldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne veya egemenlik haklarına karşı silahlı başkaldırı söz konusu değildi. Dolayısıyla ‘‘düşmanımın (Rusya) düşmanı dostumdur’’ mantığı güdüldü. Kafkas milliyetçiliğine biraz da köktendinci motifler karışması dahi sakıncalı bulunmadı.

Bu devekuşu politikasının ilk testi 17-19 Ocak 1996 tarihleri arasında Avrasya Feribotu baskınında yaşandı:

1) Swissotel baskınını da yöneten Muhammet Emin Tokcan ve arkadaşlarının feribota çektikleri bayrakların öyküsü, aslında sanıkların değer ve kimlik hiyerarşisini yansıtıyordu. En üste Türk bayrağı, hemen altına Kafkas Konfederasyonu, onun da altına Çeçenistan bayrağı çekildi.

2) Tokcan ve eylemcilerin İslami kimliği de ortadaydı. Eylemciler feribotta yeşil bir masa örtüsü buldular, Ürdünlü bir yolcuya yağlıboya ile besmele yazdırıp bu bayrakların altına astılar. İBDA-C'yi andıran parmak işaretleri, sanıklara göre Çeçen savaşçılar arasında çok yaygın bir selamdı, Arapça Allah yazısının sembolüydü.

3) Eylemciler Türkiye Cumhuriyeti'nin hatırını kırmadı. Lider konumundaki Tokcan'ın polis ifadesinde ‘‘Düzce'den aile dostumuz’’ dediği Selim Gösterişli, feribota Karadeniz Ereğlisi açıklarında motorla yanaşarak bindi. Gösterişli, Tokcan ve arkadaşlarını eylemi feribot İstanbul Boğazı'na girmeden sona erdirmeleri konusunda ikna etti. Daha sonra Gösterişli'in Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından görevlendirildiği söylendi, ancak bu iddia doğrulatılamadı.

4) 1996 Martı'nda, İstanbul DGM'de başlayan duruşmada sanıklar, ‘‘ulaşım aracını silah zoruyla kaçırmak’’ suçundan değişik hapis cezaları aldı. Ama cezalarının üstünden bir yıl geçmeden çoğu firar etti. Sekiz yıl 10'ar ay hapis cezasına çarptırılan Muhammet Emin Tokcan yarı açık cezaevinden, Visan Abdurrahmanov ise tedavi olduğu Bursa Devlet Hastanesi'nden 3 Ekim 1997 günü kaçtı. Tokcan, 29 Nisan 1999 günü Atatürk Havalimanı'nda sahte kimlik ve pasaportla yakalandı, son af yasasıyla serbest kaldı.

* * *

Türkiye'nin Çeçen politikasının yarattığı figürler arasında en ünlüsü kuşkusuz Muhammet Emin Tokcan'dır. Peki kimdir Tokcan derseniz...

1969 Düzce doğumludur. Düzce'de Milli Görüş Vakfı Derneği'ne sıkça uğradığı bilinirdi. Mesleği marangozluktu. 1992 yılından itibaren Çeçen komutan Şamil Basayev (Yalnız Kurt, 38 yaşında) ile Abhazya ve Çeçenistan cephelerinde savaştı. Çeçen nişanlısı 1995 sonunda Rus uçakları tarafından bombalanan Vidino Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. (Kaynak: Kardeşi Ebubekir Tokcan, Cumhuriyet Gazetesi 19 Ocak 1996)

Tokcan'ın Türkiye'deki tek suç kaydı, yine Kafkas coğrafyasına irtibatlı. Abhazya ile ticaret yaparken Trabzon'daki Yaşar ve Ali Çavuş kardeşlerle 30 bin dolarlık mali ihtilafa düştü. Çavuş kardeşler Tokcan ailesi tarafından ölümle tehdit edildikleri gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Birkaç gün sonra evlerine bomba konuldu. Muhammet Emin Tokcan, ‘‘ölümle tehdit suretiyle haraç istemek ve ızra’’ suçlamasıyla polis tarafından arandı. (Kaynak: İstanbul Terörle Mücadele ifadesi.)

* * *

Bu köşede yıllardır, terörün sağı, solu, milliyeti olmaz diye yazıyoruz. Meselenin sadece turistik imaj/döviz kaybıyla izahına da karşıyız. Terör insanlık suçudur ve Türkiye Cumhuriyeti, fikirlerin silah zoruyla dayatıldığı günleri geride bırakmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları