Paylaş
‘HER beş suçludan biri yeniden suç işler’’ diyen istatistikler ne yazık ki yalan söylemiyor... Rakamlar gazete haberleriyle adeta ete kana bürünüyor. Afla çıktığı gün otomobil çalıp yakalanan mı istersiniz, gasp suçuyla yattığı hapishaneye bu kez katil olarak dönen mi...
İlk haftadaki bu trende bakılırsa affın sonuçları hayli tartışılacak gibi... Zaten şu andaki kapsamıyla dahi geçmiş 25 yıldaki afların toplamına yakın sayıda kişinin yararlanacak olması tartışmanın alevini canlı tutmaya yeter... Rakamları hatırlarsak...
1974 affından 19 bin 723, 1975 affından 839, 1982 affından 208, 1984 affından 85 kişi yararlandı. 1974'ten 1996'ya kadar cumhurbaşkanları özel afla 703 kişinin cezaevinden çıkarttı...
Son 25 yılda afla çıkanların sayısı 20 bin 969 kişi... 1991 yılında yürürlüğe giren şartlı salıvermeden de 22 bin kişi yararlandı.
Yani toplam sayıyı 43 bin kişi düzeyinde kabul etmek yanlış olmaz.
Gelelim bugüne... Son şartlı salıverme yasasıyla daha ilk etapta hapisten çıkanların sayısı 35 bin kişiyi bulacak... Anayasa Mahkemesi'nin rötuşları ile bu sayının artacağına kesin gözüyle bakılıyor.
* * *
Rakamların ortaya koyduğu gerçek belli... Aftan deyim yerindeyse yanlışlık eseri yararlanan birkaç bin siyasi suçlu hariç tutulursa tablo netleşiyor: Siyasi iktidarlar her 10-15 yılda bir yaklaşık 20-30 bin adli mahkûmu serbest bırakma ihtiyacı hissediyor...
Tıpkı her seçim arifesine rastlayan gecekondu affı, vergi affı, tarım kredi borçlarının silinmesi gibi.
Siyasetçinin oy avcılığı bariz motif olarak ortada...
Ama yasaların hiç mi suçu yok?
Engin Civan beş yıl yerken, baklava çalan çocuğa 9 yıl hapis cezası hangimizin vicdanına sığdı ki...
* * *
Af tartışmaları sırasında bu köşeden ‘‘Türk Ceza Kanunu'nu (TCK) değiştirmek kalıcı çözüm sağlar... Ceza kalkınca zaten hapishane boşalır’’ diye naçizane uyarıda bulunduk...
Koalisyon hükümeti TCK reformunu aftan sonraya bırakmayı uygun gördü... Oysa yeni TCK'da 10 yıl süren çalışmalar son aşamadaydı... Nitekim Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk yeni önceliğini ‘‘TCK ve yargı reformu’’ olarak ilan etti.
* * *
Afla birlikte herkes Abdullah Öcalan'ın durumunu merak etti...
Türk Ceza Kanunu'nun yeni metni idam cezasını özel bir hapis türüne çeviriyor: ‘‘Ağırlaştırılmış müebbet hapis’’...
Bu cezada 30 yıldan önce tahliye yok. Hükümlü cezanın ilk 10 yılını sıkı disiplin ve katı infaz koşulları altında geçirecek. Gece ve gündüz hücreye kapatılabilecek, ziyaretçileri kısıtlanacak. 10 yıl sonunda, müebbet hapsin normal koşulları uygulanacak.
Çocuk (18 yaşından küçük) hükümlülere dönük tedbir ve cezalar da farklı olacak... İşkence ayrı suç olarak tanımlanacak... Sadece kamu görevlilerinin değil kişilerin birbirlerine kötü muamelesine ağır ceza gelecek (Fransız ceza yasasından alıntı)... Kişilerin özel yaşamlarına müdahaleye izin verilmeyecek. Medyada izinsiz ve örneğin gizli kamera kullanımıyla yapılan söyleşi yayınının cezası olacak... Alkolik ve uyuşturucu bağımlıları hapishane yerine hastahanede tedavi edilecek, ‘‘denetimli serbestlik’’ ilkesiyle örneğin sarhoşa meyhane yasağı konulabilecek...
* * *
Son af vatandaşta hukuka güveni zedeledi...
Hiç değilse cezada adalet reformuyla teselli bulalım.
Dileriz hükümet yılan hikáyesine dönen TCK değişikliğini bir an önce TBMM'den geçirir...
Paylaş