ANKARA ABD Başkanı George Bush ile Mesut Barzani arasındaki telefon trafiği ilginç zamana rastladı.
Ama Türk Başbakanı, "Bu telefondan haberim yok" dedi, ne konuşulduğu tahmininde bulunmadı.
Dikkat edin, Bush ile Barzani’nin telefon sohbetinin ardından yüz yüze temas da kuruldu.
Bağdat’ı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Con Negroponte Barzani’nin ayağına gitti.
Bush ve Barzani arasındaki konuşmada PKK’nın gündeme gelmemesi mümkün mü? Düşük ihtimal.
Peki acaba ABD PKK’yı ateşkese zorlamak için Barzani’ye bastırıyor olmasın...
Hatırlayın terör örgütünün mayıs ayına kadar süren ateşkes ilanı yine ABD ile irtibatlıydı.
ABD sözcüsünün PKK örgütünün ismini anması, bu camiada "iltifat" olarak algılandı. ABD’ye şirin gözükmek isteyen PKK Türkiye’ye ateşkes ilan etti, İran’a saldırdı.
Peki bir kez daha ABD zoruyla ateşkes ilan edilirse ne olur?
Hemen söyleyeyim Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güvenlik operasyonları durmaz. Ama PKK’nın intihar bombacıları, mayın tuzakları azalır ve hatta belki de tamamen kesilir.
Şehit cenazelerinden bunalan AKP’nin eli en azından seçime kadar rahatlar.
Son not: 1999 yılında ABD’nin Apo’yu teslimi Bülent Ecevit’i iktidara getirdi, ama daha önemlisi MHP’nin yükselişini frenledi. Acaba bu seçimde aynı senaryo tekrarlanacak mı, az kaldı göreceğiz.
Habur kapanırsa terör azar
TÜRKİYE Abdullah Öcalan’ın yakalanmasıyla önüne çıkan fırsatı kullanamadı.
O yüzden dağlarda, kentlerde şehit veriyor, aynı önerileri ısıtıp yeniden tartışıyor.
Kuzey Irak’a askeri harekát, tampon bölge, Habur’un kapatılması ve diğerleri.
1999 felaketiyle deprem uzmanı, 2001 krizinde para taciri kesildik...
Şimdi de can acısıyla harita üzerinde terörist avlayıp, ülke işgal ediyoruz.
Bir süredir sınır ötesi operasyonla, Habur kapısı arasında irtibatı kim kuracak diye merak ediyordum. Sınırın öte yakasından ses geldi. Otonom Bölge’nin Ticaret Bakanı Muhammed Rauf;
Habur’un Türkiye’ye 2005 yılında 8 milyar dolar gelir sağladığını,
Sınır ötesi operasyon halinde Türk müteahhitlerinin işlerinin duracağını,
Habur’un alternatifinin İran ve Ürdün kapıları olduğunu anlattı.
(Kaynak PUK sitesi, aktaran ANKA)
Kürt Bakan’ın söylediklerinde gerçek payı var.
Türkiye Habur’dan yapılan transit ticaretten ciddi kazanç sağlıyor.
Çoğu Güneydoğulu müteahhit ve ihracatçı Kuzey Irak’la çalışıyor.
Ama daha da önemlisi, binlerce kamyoncu geçimini sınır ötesinden çıkartıyor.
Bu kamyonların güzergáhında servis veren esnaf ve sanatkár da kazanıyor.
Türkiye Habur’u kapatmadı değil...
1991 Körfez Savaşı’nda kapatılan kapı on binlerce yoksul yarattı.
1992 Nevruzu ile başlayan kalkışmanın bastırılması yıllar aldı.
Ve bizzat dönemin askeri yetkililerinin talebiyle kapı 1994’te yeniden açıldı.
O yüzden diyorum ki, Habur kapısının açılması-kapanması önemli değildir.
Meselenin özü, aynı etnik nüfusu bölen sınırın iki yakasındaki cazibe farkıdır. Kürtler açısından cazibe merkezinin yeniden Türkiye ve Ankara olması sağlanmalıdır.