Yeni sürprizlere hazırlıklı olun!

Yani başka bir deyişle sektörün kalbini teşkil ediyor. Toplam otomotiv üretiminin yüzde 48’ini, ihracatının yüzde 47’sini satışların ise yüzde 22’sini gerçekleştiriyorlar. 2016 yılında Ford yüzde 11.4 pay ile toplam otomotiv pazarında 3’üncü olurken, Fiat ise yüzde 10.8 ile 4’üncü sırada yer aldı. Ticari araç satışlarına gelindiğinde ise Ford yüzde 29.3 payla Türkiye’de liderliğini yıllardır sürdürürken Tofaş yüzde 23.7 pazar pay ile hemen arkasında yer alıyor. Ford Otosan tarafından Gölcük’te üretilen ticari araçlar sayesinde Ford, bugün Avrupa’da liderliği yakalarken, Bursa’da üretilen Egea ile ise Fiat, Avrupa’da hızla büyüyor. Bunları niye mi anlatıyorum. Sebebi otomotiv sektörünün yarısını üretip satmasına rağmen, Koç Holding’in yeni yatırım ve proje peşinde koşmaktan vazgeçmemesi. Bugün Bursa’da üretilen ve 3 modelden oluşan Fiat Egea Ailesi açıkçası Koç ve Tofaş üst yönetiminin oynadığı bir kumarın sonucu doğmadı mı?

Bilmeyenler için Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu Egea projesiyle ilgili daha önce yaptığı açıklamada bu kumarı net olarak şöyle anlatmıştı:

 “1 milyar dolarlık yatırım ve 1 milyonun üzerinde otomobil üretimiyle elimizi taşın altına soktuk. Egea aslında sadece bir sedan araç yapma projesi olarak 2009 yılında Fiat Chrysler CEO’su Sergio Marchionne ve Mustafa Koç’un yer aldığı bir Tofaş Yönetim Kurulu toplantısında konuşulup kararlaştırıldı. Eğer bu proje sadece ağırlıklı olarak Türkiye pazarına yönelik sedan üretimiyle sınırlı kalsaydı, yaptığımız yatırım kârlı olmayabilirdi. Buna rağmen biz bir model ailesi üretecekmiş gibi yatırım yaptık. Diğer iki modelin üretim kararı bu yatırım başladıktan sonra alındı. Riske girdik, kumar oynadık ama kazandık.”

Buradan şuna geleceğim...

Koç’un oynadığı bu kumarın getirilerini bugün Türkiye ekonomisi fazlasıyla alıyor.

Düşünün bu başarıyı bizden yönetici ithal ederek Amerika bile kullanmaya başladı.

İşte bu gelişmeler ışığında geçtiğimiz günlerde Koç Otomotiv Grubu Başkanı Cenk Çimen’le karşılaştık.

Sportif ve karizmatik duruşuyla sektörün dikkat çeken yöneticilerinden biri olan Cenk Çimen, sağ olsun yazdıklarım hakkında sürekli beni onore eden yorumlar yapar, farklı bulduğunu söyler. Son karşılaşmamızda sektörle ilgili konuşurken konu Koç’un otomotivdeki hızlı büyümesine geldi.

“Birçok marka Türkiye’ye sadece ithal araç gönderip üretimden kaçarken, Ford ve Fiat gibi devler Koç’un da bastırmasıyla üretimlerini  hızla arttırıyor” derken Cenk Çimen gülümseyerek bana, “Yeni sürprizlere hazırlık ol” dedi.

Hiçbir ipucu vermediği için aklıma ilk olarak Tofaş’ın ikinci fabrikayı devreye alarak Fiat Egea Ailesi, Doblo ve Minicargo’dan sonra yeni bir modeli üretme ihtimali geldi. Mevcut fabrika 450 bin adetlik sınıra dayandığı için yeni model için yeni fabrikanın şart olduğunu daha önce söylemişlerdi. Kim bilir belki de Tofaş, hafif ticari aracı ve otomobili iki ayrı fabrikada üretir. Aklıma sonra Ford Otosan geldi. Ford belki de Avrupa’da hafif ticari sınıfında kendisini liderliğe taşıyan Ford Otosan’a yeni bir modelin üretimini verebilir. Bekleyip göreceğiz ama umarım yeni dönemde sürprizler sadece Koç’tan çıkmaz...

YILIN OTOMOBİLİ İÇİN GERİ SAYIM

BAŞKAN Yardımcısı olduğum Otomotiv Gazetecileri Derneği’nin (OGD) bu yıl ikincisini düzenlediği ‘Türkiye’de Yılın Otomobili’ seçimlerinde geçtiğimiz hafta finalistleri belirledik. Toplam 77 arkadaşımızın verdiği oylarla Honda Civic, Mazda MX-5, Renault Megane, Peugeot 3008, Seat Ateca, Toyota C-HR, Volvo S90 bu yıl finale kaldı. Gelelim bundan sonraki sürece. 4 Nisan’da yani yarın Intercity İstanbul Park’ta bir test sürüşü günü yapıyoruz. 7 finalist otomobili gün boyu test etme imkanımızın olacağı bu test gününde, markaların temsilcileri de kısa birer sunum yapacaklar. Bu test sürüşünün ardından 5 Nisan tarihinde ikinci oylama başlayacak ve 11 Nisan Salı akşamı düzenlenecek ödül töreninde ‘yılın otomobili’ açıklanacak. Geçen yıl düzenlediğimiz ‘yılın otomobili’ için düzenlediğimiz test sürüşü günü ve ödül töreni gecesi büyük ses getirmişti. Bu yıl bu başarının katlanarak devam etmesini umuyoruz.