Unakıtan’a açık mektup

Biliyorsunuz ’ÖTV indirimi büyük beklenti yaratmasın’ diye geçtiğimiz hafta yazdım.

Bu tip indirim haberlerinin resmiyet kazanmadan yayınlanmasını hiç doğru bulmadığımı, tüketici nezrinde beklenti yarattığını ve satışları bıçak gibi keseceğini söyledim. Bugün her ne kadar Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan kendisini ’Otomotiv Bakanı’ olarak ilan edip, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, sektörün yanında olduğu mesajlarını verse de, Türkiye’de tek bir gerçek var o da Maliye Bakanı Kemal Unakıtan. Unakıtan istemediği sürece hiç bir Allahın kulu vergi indirimi yaptıramaz. Hele hele ’7 veren gülü’ olarak yorumladığı otomotiv sektöründe.

Geçtiğimiz hafta bunu çok net olarak bir kez daha yaşadık. Adını açıklamak istemeyen hükümet yetkilileri, Reuters’e ve Ankara bürolara ’ÖTV indirimi geliyor’ haberlerini uçurunca, ertesi gün gazete ve televizyonlarda koca koca haberler yayınlandı. Bu Hürriyet içinde geçerliydi. Otomotiv editörü olarak ’kullanmayın’ uyarımı yapmama rağmen akşam Ankara’dan geldi diye haberi geniş bir şekilde kullandılar. Birinci sayfadan bile ’Otoda ÖTV indirimi geliyor’ başlığı atılmıştı. Ama ne oldu bir hafta sonra bu kez Unakıtan’ın ’Kimse otoda vergi indimi beklemesin’ haberini manşete taşımak zorunda kaldık. Bundan sonra uzman gazetecilerin söyledikleri umarım daha fazla ciddiye alınır.

Benim açımdan Unakıtan’ın açıklamaları süpriz olmadı. Ama Unakıtan’ın yaklaşık iki haftadan beri üzerine basa basa ithalata yüklenmesini ise anlamıyorum. Unakıtan diyor ki, "Bugün Türkiye satılan arabaların yüzde 75’i ithal, (Doğrusu yüzde 68) dışarıdan sağlanıyor. Arabaya yaptığımız bir indirim, teşvik ne sonuç verecek? Bizim ithalatımızı daha da fazla artıracak. Otomotivde bizden ithalatı azdıracak bir şey beklemeyin. Otomotivde vergi indirimi, ithalatı ve döviz ihtiyacımızı artıracağı için biz buna sıcak bakmayız. Otomotivde böyle bir vergi indirimi yok." Bu durumda Unakıtan’a şunun sorulması veya anlatılması gerekiyor;

"Sayın Unakıtan,

Bugün Türkiye’de satılan ve üretilen araçların yaklaşık yüzde 55’i otomobil yüzde 45’i ise ticari araçlardan oluşuyor. Ticari araçların yüzde 95’i de hafif ticari sınıfında. Biliyorsunuz bu tip araçların ÖTV oranı yüzde 10’la sınırlı. Yani otomobillerin ÖTV oranları yüzde 37 ile 80 arasında değişirken hafif ticariler üzerinden yerli üretime önemli bir destek zaten veriyorsunuz. Bu destek kesinlikle çok önemli ve kesilmemesi lazım. Çünkü bu destek olmasa bugün Türkiye’de otomotiv üretimi 1.3 milyon adete ulaşmaz, ihracatta ise 25 milyar dolarlar hayal olurdu. Verilen bu destekle birlikte bugün toplam üretimin yüzde 45’ini oluşturan ticari araçların oranı 2009 yılında yeni yatırımlarla yüzde 60’a çıkacak. Bu çok ama çok önemli.

Ama unutulmaması gereken nokta, hafif ticari araçların ÖTV oranı yüzde 10 olunca, üretim ve ihracata paralel olarak ithalatta da artış yaşandı. 2007 yılında Türkiye’de satılan 283 bin 850 adet ticari aracın 135 bin 336’sı ithal edildi. Eğer ÖTV oranı yüzde 10 olmasaydı ortada ne 283 bin adetlik bir ticari araç pazarı ne de 135 bin adetlik ithalat olurdu. Yani gördüğünüz gibi yerli üretim desteklenirken, ithalat da otomatik olarak artıyor. Bu da çok doğal.

Burdan şuna gelmek istiyorum. Otomobil vergilerinde yapılacak olası bir indirim söylediğiniz gibi ithalatı artıracaktır. Ama önümüzde çok net bir şekilde ticari araç örneği var. Vergi indirimiyle birlikte yerli üretimi ve iç pazardaki yerli araç satışı, ithalattan çok daha fazla olacaktır. Dolayısıyla ithal araçları günah keçisi yapmak çok doğru değil. Bugün yapılacak vergi indirimi, iç pazarı büyütür, bu da yeni yatırımların gelmesini, mevcutların da büyümesini sağlar. Nasıl ticari araç yatırımları ÖTV desteğiyle artıp Türkiye’yi Avrupa’nın ticari üssü haline getirdiyse, otomobil vergilerinde yapılacak olası bir indirim de bizi dünya üretiminde üst sıralara çıkartacaktır. Bu durumda hem Türkiye kazanacak, hem de siz daha fazla vergi geliri elde edeceksiniz.

Sayın Unakıtan, Türk ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörü bugün doğrudan ve dolaylı olarak 4 milyon kişinin ekmek kapısı. Olası kriz dönemlerinde bu sektöre yapılacak desteği, ithalatı azdıracak bir uygulama olarak görmek doğru değil. Çünkü bugün otomotiv pazarı küçülürse bu doğrudan istihdamı ve ekonomiyi etkileyecektir. Şöyle yuvarlak bir hesapla iç pazar yüzde 10 düşse, sektörden ekmek yiyen sayısı da bu oranda düşecektir. Bu da en az 400 bin kişi demektir.

Sayın Unakıtan umarım bu açık mektubumu okur ve dikkate alırsınız. Saygılarımla."
Yazarın Tüm Yazıları