Paylaş
BU yılın ocak-mayıs döneminde Türkiye’de sıfır otomobil satışları yüzde 50’ye yakın daralırken, aynı dönemde 2. el otomobil satışlarındaki kayıp ise yüzde 5.18 oldu. Yani 5 ayda satılan 120 bin sıfır otomobile karşılık 2 milyon 176 bin 762 adet 2. el otomobil satıldı. Bu ilk 5 ayda her 1 sıfır otomobile karşı 18 adet 2. el otomobilin satıldığını ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde bu oran her sıfır otomobile karşı 10 adet 2. el otomobildi. Sonuçta 2. elde daralmanın sıfıra göre çok düşük olması çok normal, çünkü bir taraftan vatandaş araç ihtiyacını karşılamaya devam ediyor, diğer taraftan bayiler, filo şirketleri ve galeriler ellerindeki araçları satmak için mücadele ediyor. Sıfır otomobildeki daralmaya bağlı olarak otomotiv sektörü tek çıkış yolunun 2. el pazarında olduğunu düşünüyor.
TERCİH YAŞLILARA KAYDI
2. el pazarına ilişkin verileri analiz eden EBS Danışmanlık’ın hazırladığı tabloda dikkatimi çeken nokta tüketicilerin tercihleri oldu. Yani aslında 8 yaşındaki otomobillere yoğun talep olmasa, 2. eldeki daralmanın sıfırdan pek aşağı kalır olmayacağı anlaşılıyor. Çünkü ilk 5 ayda 8 yaşındaki 2. el otomobillerin satışları geçtiğimiz yıla göre yüzde 60.31 artmış. Bu da tüketicilerin alım gücünü çok net ortaya koyuyor. Tabloda satışlarını en çok artıran ikinci grup 9 yaşındaki otomobiller, ardından da 4 yaş gelmiş. 9 yaş otomobillerin satışı yüzde 13.71 artarken, 4 yaştaki büyüme yüzde 6.61 olmuş. Bu 3 grup haricindeki diğer hepsinde gerileme var. Zaten 1 yaşındaki otomobillerin satışlarında sıfır otomobile paralel yaşanan yüzde 42.84’lük düşüş, yine alım gücünü ortaya koyuyor. EBS Danışmanlık Genel Müdürü Erol Şahin, Türkiye’de 2. el araç pazarının aslında 8 ay sonra ilk kez yükselerek dengesini bulduğunu belirterek, “2. el pazarı mayıs ayında yüzde 9.71 artarak 518 bin adedi geçti. Bu sonuçla 5 ayda daralma yüzde 5’e kadar geriledi” dedi.
6.5 MİLYON 2. EL PAZARI
Teşviklerin sona ermesiyle sıfır otomobil pazarındaki daralmaya bağlı 2. el pazarının gelecek süreçte büyümeye devam edeceğinin öngörüldüğünü kaydeden Şahin şunları söyledi: “2019’da 2.el araç pazarının 2019 yılını 6.5 milyon adetin üzerinde kapatmasını öngörmekteyiz. 2018’de satılan 6 milyon 860 bin adede göre yüzde 5 daralmayı işaret ediyor. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, geçmiş yıla göre yaş gruplarındaki satışların değişmiş olduğudur. Şu an için satışlarda ki yoğunluk 4-8 ve 9 yaş grubunda oluşmakta. Düne kadar 2-3 yaş grubu araç tercih eden alıcılar, alım gücünde ki düşüşle tercihlerini 4 yaş grubuna, 2018 yılında 5-6 yaş grubu araçları tercih eden kitle de daha çok 8-9 yaş grubunda ki araçlara yöneldi. Ama her şeye rağmen 2.el araç pazarı sektörün en hareketli yönü olmaya devam edecek.”
11 AYDA 297 BİN HURDA TEŞVİKTEN YARARLANDI
HAZİRAN 2018’de başlayan ve geçtiğimiz ay limiti artırılan hurda teşvikiyle birlikte 16 ve daha büyük yaştaki otomobilini hurdaya çıkaranlar yeni araç alırsa ÖTV’yi 15 bin lira daha az ödüyor. Haziran 2018 ile Mayıs 2019 arasında 16 ve üzeri yaşta 372 bin otomobil satıldı. Aynı dönemde rutin harici, hurdaya ayrılan otomobil sayısı ise 297 bin oldu. Bu araçlar hurda teşvikinden yararlanmış görünüyor. Hurda teşvikinin 2018’de etkisi daha fazlayken, bu yıl ilk dönem etkisi azaldı.
TÜRKİYE’DE SON 10 YILDA ‘HATCHBACK’ PAYINA ULAŞTI, ‘SEDAN’IN TAHTINA GÖZ DİKTİ
PAZAR DARALSA DA SUV SEVDASI BÜYÜYOR
TÜM dünyada olduğu gibi Türkiye’de SUV modellere ilgi her geçen gün artıyor. Avrupa’da toplam otomobil satışlarında SUV modellerin oranı yüzde 37’e ulaşırken, Türkiye’de ise 2019 yılı itibarıyla bu oran yüzde 22.50’ye yükseldi. Yani Türkiye’de satılan her 100 otomobilin 23’ü SUV modellerden oluşuyor. Hem 2018, hem de 2019’un ilk yarısında pazardaki büyük daralmaya rağmen SUV satışlarının payı artıyor. Peugeot Genel Müdürü İbrahim Anaç’ın yaptığı açıklama bu açıdan önemli. Anaç, 2008, 3008 ve 5008 modellerinden oluşan SUV ailesinin 2018 yılında yüzde 10.8 olan pazar payının 2019 yılının ilk yarısında yüzde 15.9’a çıktığını belirterek, “B/C/D SUV pazarının lideri olduk” dedi. Yani elinde güçlü SUV modeli olanların satışları pazardaki büyük daralmadan daha az etkileniyor. Zaten tüm bu verilerden yola çıkarak ‘Türkiye’nin otomobili’ yani yerli otonun ilk modeli de SUV kasa tipinde geliştiriliyor.
SEDAN’DA BÜYÜME AZ
Türkiye’de otomobil kasa tiplerinin seyrine baktığımızda SUV modellerin net olarak son 10 yılda ‘Hatcback’ (HB) modellerin yerine tercih edildiğini görüyoruz. 2010’da Türkiye’de HB kasa tipinin payı yüzde 36.19 iken, 2019’da yüzde 36.81’lik düşüşle 22.87’e gerilemiş. Aynı dönemde SUV’un pazar payı ise yüzde 8.29’dan yüzde 171.48’lik büyümeyle yüzde 22.50’ye yükselmiş. Yani bu sene sonunda SUV modellerin Hatchback modelleri geçip, Türkiye’de Sedan’dan sonra ikinci tercih edilen kasa tipi olacağı ortada. Son 10 yılda kasa tiplerinin pazardaki paylarını incelediğimizde ise lider olan ‘Sedan’ın 2010’da yüzde 49.78 olan pazar payının 2019’da sadece yüzde 1.92 artarak 50.74’e çıktığını görüyoruz. Yani SUV’daki artış hızı devam eder ve Türkiye’de daha çok SUV model üretilirse, önümüzdeki 10 yılda ‘Sedan’ın tahtını bile sallayabilir. Türkiye’de Sedan, Hatchback ve SUV ‘un dışındaki Station Wagon (SW), otomobilden türetilmiş hafif ticari (CDV), MPV ve Spor kasa tiplerinde ise çok küçük değişimler söz konusu.
ORTA SINIFIN RAKİBİ YOK
- OTOMOTİV pazarındaki segment değişimlerine baktığımızda ise son 10 yılda sadece C yani orta sınıfın büyüdüğünü görüyoruz. C segmentinin toplam pazardaki payı 2010 yılında yüzde 44.46 iken, 2019 yılında yüzde 42.49’luk büyümeyle yüzde 63.35’e yükelmiş durumda. Yani Türkiye’de satılan her 100 otomobilin 64’ü neredeyse orta sınıftan oluşuyor. Bunda da kuşkusuz Türkiye’de üretilen sedan otomobiller ve SUV pazarının artmasını etkili olmuş durumda. 2010 yılında yüzde 40’lık pazar payı olan B yani küçük sınıfın payı ise 10 yılda yüzde 40.26 düşerek yüzde 23.77’ye gerilemiş. Türkiye’de pazar payı en yüksek 3. segment olan D ise yüksek ÖTV oranları nedeniyle 10 yılda yüzde 12.08’lik pazar payından yüzde 9.85’e gerilemiş.
31 MİLYAR TL’LİK ÖTV HEDEFİ ANCAK 1 MİLYON ADETLİK PAZARLA TUTAR
2019/2021 yıllarını kapsayan ‘Orta Vadeli Program’a göre motorlu taşıt araçlarından 2019 yılında 23.9 milyar TL, 2020’de 28.1 milyar TL, 2021’de 31.2 milyar TL ÖTV geliri elde edilmesi hedefleniyor. Yani 2018’e göre 2019’da ÖTV geliri hedefinde yüzde 38, 2020’de 2019’a göre yüzde 62.45, 2021’de ise 2020’ye göre yüzde 11.02 büyüme öngörülüyor. 2019’de 24 milyar TL’lik ÖTV hedefi 500 bin adetlik teşviksiz pazara göre yapılırken, ilk 6 ay sonunda 4.5 milyar TL ÖTV geliri elde edildi. Bu 2018’e göre yüzde 55.30 azalma anlamına gelirken, yıl sonu hedefine göre gerçekleşme oranı ise yüzde 26. Yani hükümetin hedefi tutturabilmesi için ikinci 6 ayda 20 milyar TL’ye yakın bir ÖTV toplamalı. Bunun mümkün olmadığı, yıl sonunda toplam ÖTV gelirinin 10 milyar TL olacağı öngörülüyor. Bu da bütçede 14 milyarlık sapma anlamına geliyor. Yılın son döneminde alınacak tedbirlerle belki 2019’u değil ama 2020’de otomotiv sektörü yeniden çıkışa geçebilir. Ama bütçedeki 2020, 2021 hedeflerinin acilen revize edilmesi gerekiyor. Çünkü 30 milyar TL’yi aşan gelir hedeflerine ancak pazar 1 milyon adetleri aşarsa ulaşabiliriz. O da bu şartlarda en az bir 5 yıl demek.
Paylaş