Bir taşla 3 kuş vurulmuş ÖTV indirimi devam etmezse ÇOK BÜYÜK HATA OLUR
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
HÜKÜMETİN otomotiv pazarını canlandırmak için 16 Mart’ta yürürlüğe koyduğu ÖTV indiriminin bana göre son iki ayda çok önemli 3 olumlu etkisi oldu.
Türk otomotiv sektöründe yüzler yeniden gülmeye başladı. Fabrikalar harıl harıl çalışıyor, işçi çıkartmaları durdu hatta geri alımlar başladı, bayilerin yüzü gülüyor.
ÖTV desteğinin ikinci ve bana göre en önemi etkisi ise psikolojik. Farkındamısınız bilmiyorum ama son iki aydır otomobil rüzgarıyla Türkiye’de adeta kriz unutuldu. Kimsenin kriz haberlerini taktığı yok. Herkes otomobil fırsatını yakalamaya çalışıyor. Bu hükümet adına çok önemli bir avantaj. Çünkü otomotiv sektörü sayesinde, Türkiye’de moralleri yeniden yerine getirdiler.
3’üncü önemli etki ise devletin kasasına giren vergi gelirinin yapılan indirimine rağmen önemli ölçüde artması.
Bugün eğer ÖTV indirimi yapılmamış olsaydı, sektör temsilcilerinin beklentileri doğrultusunda Ocak-Nisan ayları arasında 55 bini otomobil olmak üzere en fazla 85 bin araç satılabilecekti. Ocak ve Şubat’ta toplam 40 bin adet araç satıldığı düşünülürse 85 bin bile bana göre iyimser bir rakam. Mart’ta ÖTV indiriminin devreye girmesiyle bildiğiniz gibi bu sayı 4 ayda 160 bine ulaştı. Bunun da 104 bin 489 adedi otomobil satışlarından oluştu.
Bu noktada indirimli ve indirimsiz olmak üzere hükümetin 4 aylık vergi gelirlerini hesapladığımızda ortaya çıkan sonuçlar çok çarpıcı. Eğer indirim olmasaydı hükümet 4 aylık dönemde 540 milyon TL civarında bir ÖTV geliri toplayacaktı. Bunun 480 milyon TL’si otomobil satışlarından, 60 milyon TL’si ise ticari satışlarından gelecekti. Aynı dönemde satış adetlerine göre KDV geliri de 400 milyon TL civarında olacaktı. Yani hükümetin destek vermemesi halinde 85 bin adetlik toplam otomotiv satışından elde edeceği ÖTV ve KDV geliri 940 milyon TL civarında olacaktı.
Şimdi gelelim işin gerçek boyutuna. ÖTV indirimiyle birlikte toplam satış son iki ayın etkisiyle Ocak-Nisan’da 160 bin adet olarak gerçekleşti. Devletin bu satış artışı sonrası yaptığı vergi indirimine rağmen kasasına giren ÖTV geliri bir anda 675 milyon TL’ye çıktı. Bunun yaklaşık 640 milyon TL’si otomobilden alınan ÖTV, geri kalan 35 milyon TL ise ticari araçtan alınan ÖTV’den oluştu. Aynı dönemde toplam KDV tutarı da otomobilde 470 milyon TL’ye ticari arata ise 214 milyon TL’ye çıktı. Yani 4 aylık dönemde ÖTV indirimine rağmen devletin kasasına giren ÖTV ve KDV gelir toplamı yaklaşık 1 milyar 355 milyon TL’ye ulaştı. Yani bu ne demek, hükümet ÖTV indirimine rağmen kasasına 4 ayda en az 415 milyon TL ek gelir koymuş oldu. Şimdi bu noktada hükümetin bu indirimi devam ettirmesinden başka bir seçenek ben göremiyorum. Zaten devam ettirmesse ortada yönetimsel bir sorun var demektir. Ben kabaca bu rakamları çıkardıysam, herhalde otomotiv sektörü veya sektörle ilgili bakanlıklarda bundan haberdardır. ’Bir taşla 3 kuş’ vurulan bir sonuç ortadayken ben hala ’ÖTV indirimi devam edecek mi etmeyecek mi’ tartışmalarını çok anlamsız buluyorum.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu
GEÇTİĞİMİZ hafta hem Türkiye’de hem de dünyada basına Rusya Başbakanı Vlamidir Putin’in kullandığı Rus malı Lada Niva’yla görüntüleri yansıdı. Putin’in aracıyla görüntülenmek istemesi ve hatta basın mensuplarına test bile ettirmesinin tek bir amacı vardı. O da Rus otomotiv sektörünü desteklemek. Bilmeyenler için geçtiğimiz günlerde krizin etkisinin çok fazla hissedildiği Rusya’da hükümet en büyük yerli üreticisi Avtovaz’a 540 milyon dolar (20 milyar ruble) finansal destek sağladı. Putin buna ek olarak bu firmanın modeli olan Niva’yı kullanıp desteğini farklı bir boyutta devam ettiriyor.
Şimdi bu noktada Amerika ve Avrupa ülkelerine bakıldığında da hepsinde benzer desteklerin olduğunu net olarak görüyorsunuz. Bugün Amerika iflasın eşiğindeki otomotiv markalarına destek için adeta seferberlik ilan ederken, Başkan Obama kendi ülkesinin ürettiği bir otomobili makam aracı olarak kullanıyor. Keza Avrupa’da Fransa, İtalya ve Almanya’da da durumlar aynı. Ülkeleri yönetenler kendi halklarına yerli otomobil kullandıklarını gösterip açıkça ’Sizde ülkeniz için yerli araç tercih edin’ mesajı veriyorlar. En azından Putin’in bunu yaptığı çok net.
Şimdi ben Türkiye’ye bakınca bugüne kadar sadece Erdal İnönü ve Bülent Ecevit’in makam aracı olarak yerli tercih ettiğini hatırlıyorum. Belki arada kaçırdıklarım vardır ama genelde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların hatta valiler, kaymakamlar ve belediye başkanlarının bile tercihinin hep ithal ve özellikle Mercedes olduğu aşikar. Eğer Mercedes olmazsa makamına göre Audi ve VW de tercih edilebiliyor. Ama Türkiye’de üretilen Renault Megane, Fiat Linea, Toyota Verso, Ford Transit Connect ve Fiat Doblo’nun kullanılmadığı açık.
’Transit Connect veya Fiat Doblo da makam aracı mı olur’ diye düşünebilirsiniz. Bugün Amerikan Ford’un ikinci adamı olan Lewis Booth bile makam aracı olarak kendine İzmit’te üretilen Transit Connect’i seçmişse çok rahatlıkla Başbakanımız da dahil olmak üzere tüm üst düzey bürokratlar Transit Connect’e veya Fiat Doblo’nun VIP modeline binebilir. Bu araçları tercih etmeyenler için ise yukarıda saydığım gibi bir sürü seçenek var. Yani hükümetin sadece ’kamuda yerli araç tercih edin’ söylemleri yetmiyor, örnek olmak için kendilerinin de yerli araca binmesi gerekiyor. Bu takdirde otomotiv sanayine bence en büyük desteği vereceklerdir.
En garibime giden ise başta eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan olmak üzere bir çok hükümet temsilcisinin ithal otomobilleri düşman gibi gösterip ardından makam aracı olarak çok rahat bir şekilde ithal araçlara binmesi. Bu noktada ’Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ dedirten bir örnek de vermeden geçemeyeceğim. Biliyorsunuz eski bakanımız Unakıtan, ÖTV indirimi öncesinde her konuşmasında ’Benden vergi indirimi beklemeyin, ithalatı artırır’ diyordu. Kendisi bunları söylerken makam aracı olarak ithali seçmesini geçtim girişimci oğlu bile yıllardır en pahalı ithal otomobillerden biri olan Ferrari 430 Spyder’a biniyor. Şimdi bu noktada durup düşünülmesi lazım. Ya Putin gibi yerli araca binip sanayiyi destekleyeceksin, ya da çıkıp oğlunun otomobilini değiştireceksin."